4
Yorum
1
Beğeni
4,0
Puan
1392
Okunma

En yücesinden bir cezaydı özlemek
Engizisyon işkencesini ödül bilmekti
Yokluğuna üşümek çölün ortasında
Varlığına susamak okyanusun en siyahında
Aşk’ın A halini ateşle oynarken kül etmekmiydi
Yoksa;
Filozof ruhlu bir göçmüydü ciddiyetsiz alaylarına
En sevdiğin sebze yemeğini sensiz de yiyebilmekti belki
Ama yine de ve keşke;
Keşke martılarla başbaşa bırakmasaydın beni
Oysa ne çok diyeceğim vardı yollar boyunca
Gözüme kestirdiğim bana benzeyen bir martıydı
peşine takıldığım ardı sıra
Tâki fırtınalı bir gecenin pençesinde yapayanlız kalıncaya kadar
En çok o gece istedim imkansız dağlara sığınmak
Ve;
Biliyormusun
En çok o gece üşüdüm ben
En çok o gece yalvardım çocuk olmak için
En günahkâr dualarımı savurdum sonra
Ateşten bir yorgan ört üstüme anne...!
Esirgeyen öpüşlerinle
Taçlandır en mavi düşlerimi yine..
En yücesinden bir cezaydı özlemek
Prangaları ömrümce sürümeyi ödül bilmekti
Kör kuyularda susuz kalmaktı
Gaddar olmayı öğrenememekti hiçbir zaman
Ve;
En asilinden gitmekti gidebilmekti
Bir kuble gülüşün için can vererek...
Tanyıldız...
5.0
50% (1)
3.0
50% (1)