Aşıklar dergâhında kurulmuş ziyafet var
Her aşığın gönlünde tek tek yatan afet var
Sevginin cakasında tavûsi zerafet var
İsa gibi, çileyi, çekip, ağlayan var mı ?
Çileye ağlayanın aşkla vuslatı var mı ?

Bu yol dağ kıyısında; tek kişilik patika
Nefsini anka eder, ayyuk olur şâhika
Açılmayan kapılar açılır o dakika
Gönlünü nağme edip yürek dağlayan var mı ?
Yüreği dağlayanın aşkla vuslatı var mı ?
.
Kitap, silsile ile yazar kahramanları
Arzuhalin dilinde bıçkın elamanları.
Temyize gitti yüzyıl derleriz zamanları
Hukuksuz hakkı ile kader bağlayan var mı?
Kaderi bağlayanın aşkla vuslatı var mı?

Fırında pişen dertler çekilmiş değirmende
Boynumda ipekten ip eğrilmiş eğirmende
Onca yerilmiş zulüm basit bir çevirmende
Darağacını çatıp, urgan yağlayan var mı ?
Urganı yağlayanın aşkla vuslatı var mı ?

Zirveden kayan çaylar hep birden olmuş nehir
Ayrılıktan ayrılmış, ruhu koca bir bahir
Sabreyleyen damlada ârif olandır mahir
Deniz bilen şelale gibi çağlayan var mı ?
Su gibi çağlayanın aşkla vuslatı var mı ?

Yoksul’un karnı çok aç, oturup yesin ekmek
Vuslatsızsa gözyaşı, yok öyle boş iç çekmek
Nefesinin içi hoş, işi sefada sekmek
Ölmeden cananına cennet sağlayan varmı ?
Cenneti sağlayanın aşkla vuslatı var mı ?


..