Eğri büğrü uzanır bir bilinmez meçhule
Uçsuz bucaksız yollar, yollar nereye çıkar
Uzanırlar sonsuza sanki birer heyula
Bin bir kollu dev yollar, yollar nereye çıkar

Geçmişten geleceğe bir ip gibi geçerler
Zaman esir bardakta, bir su gibi içerler
Ekilen her tohumu hasat edip biçerler
Zamanı yutan yollar, yollar nereye çıkar

Başı yoktur sonu yok, damar damar uzanır
Bitap düşmüş kullardan hicap eder, utanır
Çaresizi düşmüşü gözlerinden o tanır
Haya heykeli yollar, yollar nereye çıkar

Bir rehberdir yolcuya menzile varmak için
Bitap düşen kolları gönenip sarmak için
Ferhat gibi dağları külünkle yarmak için
Bunca çileli yollar, yollar nereye çıkar

Gözünden yaş boşanır,yolundan kalmışlara
Rahmet diler Mevla’dan, yollarda ölmüşlere
Önünü aydınlatır menzili bilmişlere
Böyle mübarek yollar, yollar nereye çıkar

Mustafa Göktekin