Ormanların kaleme,
deryaların mürekkebe dönüşse de,
çözemeyeceği derinliktedir BESMELE...

Allah-u Zülcelâl’ ın hakimiyeti,
yaratılanların aczi yet ve teslimiyeti,
günahlardan sonraki kulun büyük mahcubiyeti,
YİRMİ DOKUZ cüzün kale bekçileri...


Karınca vadisinde,
NEML dile gelir karınca haliyle,
kaçın kaçın kurtarın canınızı ,
gücünüzün son demiyle.

Hz. Süleyman gülümseyerek şükreder,
atası DAVUD ’a lütfedilen bu ikram ile,
ellerini açarak

’ lisanların melikine’
hamd edler.

Hud hud kuşu kanat çırparak nazar eyler,

râin yoldan saptırarak gaspta,
cehennem ateşine yol acemi tapınışta...

Beynimdeki tüm reseptörler yangın yerinde,
nasıl koskoca bir halk,
GÜNEŞE MEYLEDER.

Hz.Süleyman irade eyleyerek,

SEBE kraliçesine yollar bir mektup;
onu ve ahalisindeki küffarı,
HAKKA davet eder.

BELKIS bakar ki SÜLEYMAN’ dan nakledilen,
HASı zikreder,

cin taifesi ,
Belkıs’ ın o çok övündüğü tahtını,
Hazreti SÜLEYMAN’ a
ikram eyler.


Emrindedir semadaki börtü böcek,
emrindedir tüm kuşlar,
cinler ve hayvanlar
her ne söylerse nazırlar.

Karınca vadisinde,
Süleyman’ın ordusunun ayak sesleri titrer,
NEML kolonileri Süleyman’ dan imdat diler.

Zemini billur döşeli sarayına Süleyman’ın davet edilir Belkıs,
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM,
AYET OLUR Belkıs’ın mektubunda,
Rabbine tövbe siyle yakarır.

Çok özel bir çözgü ile ayrılır,
yirmi dokuz surenin en başındaki
mağrur makamından,
Belkıs’ın namesinde,
satır başında taçlanır.