8
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
2411
Okunma

Son kahır mektubunun menzili yine sana
Uğruna hecelerden kadırgalar söktüğüm
Sürgün şafâklarıma misafir olan senâ
Ey sevgili sürgünüm yoluna gül döktüğüm
Hicrân aşiyânından bakarken âsûmâna
Son kahır mektubunun menzili yine sana
Kabre kefen seçtiğim şu’le perver muhâlim
İçtikçe susatıyor iksirinin kâsesi
Gölgene düştüğümde herc-ü merc oldu hâlim
Rayihânın mestiyle çıldırdı kalp kafesi
Anladım yokluğunmuş varlığıma mezâlim
Kabre kefen seçtiğim şu’le perver muhâlim
Nefes kadar uzaktın bir fersah kadar yakın
Yalnızlığı yakarken buğulu bakışında
Katre katre eridim kaldırıp atma sakın
İştiyâkla işlendim ızdırâb nakışında
Nihayetsiz sefere başlıyorken son akın
Nefes kadar uzaktın bir fersah kadar yakın
Ey küskün gecelerin beynimdeki hitâbı
Varlığınla eriyip ser mest olurken bend’im
Keşke görebilseydim saçlarında mehtâbı
Sensizlik korkusunun korkusunda tükendim
Son sürgün şiirinin belki de olmaz tâbı
Ey küskün gecelerin beynimdeki hitâbı
Her şiirde sen vardın her şiir senin resmin
Aslı- Şirin ve Senem tekrar sende dirildi
Gâhî Züleyhâ idi gâhî Rüveydâ ismin
Yazarken onlarca kez kalem yere serildi
Zümrüd-ü Anka mıydı hilâle benzer cismin
Her şiirde sen vardın her şiir senin resmin
Ahh yaralı ümidim kalpte meskûn dil-rubâ
Bal tasından mı çıktı esrik eden o diden
Nazârın değdiğinde nasıl olmam ki teba
Ömrümün bir yarısı sürgünüme tek neden
İnayeti keserek gölgenden etme hebâ
Ahh yaralı ümidim kalpte meskûn dil-rubâ
Evet evet ben buyum zamana karşı deli
Nice kasırga koptu kıtaların içinde
Bilemedim kaç ömür bu çilenin bedeli
Yaşaması imkansız sensizliğin hiçinde
Kader beni yoluna şeksiz gedâ edeli
Evet evet ben buyum zamana karşı deli
Hangi gün azâd olur sinemdeki fırtına
Hasretim pasla kaplı zincirlerini kırdı
Kim alır ki beynimden bu dertleri sırtına
Mecnûn bile sadece işte bunu haykırdı
Baş açık yalınayak düşüversem ardına
Hangi gün azâd olur sinemdeki fırtına
Belki ukba’da akar düş yorgunu arkımız
Söylenmeyen sözlerin ağırdır esareti
Ahd-e vefâdan gelir arkamızdan farkımız
Ateşten gömlek imiş vuslatın cesareti
Varsın dönmeye görsün bu dünyada çarkımız
Belki ukba’da akar düş yorgunu arkımız
Ağyâr değil yâr demen yakışır leb- hârına
Ahde ihanet olur leyl-ü nehâr yanmasam
Saçlarının yelinde çıkıyorken yarına
Bir an dalsa gözlerim uyusam uyanmasam
Kalp gözüyle bakarken esrârlı didârına
Ağyâr değil yâr demen yakışır leb- hârına
Söyle kimden hediye muhâyyele taksiri
Sineni sızlatmaz mı iflahsız serenâdım
Hasım gibi gelirken ahvâlimin teksiri
Hüsn-ü kabul görmez mi ayân olan muradım
Bir devr-i senâ mıydı tebessümün iksiri
Söyle kimden hediye muhayyele taksiri
Yoksa sen değil misin dil ferâhım ve dil-dâr
Beyhude mi kabrime kefen diye seçişim
İkimize bakarak sevinmeli mi ağyâr
Sebepsiz mi seninle maverâya geçişim
Aşka âşık olmanın adresinde ismin var
Yoksa sen değil misin dil ferâhım ve dil-dâr
Ey benim nefes sayım yeşerdiğim ağacım
Bu yüzdendir dalına sımsıkı sarılışım
Zerre sitemkâr görsem arttıkça artar acım
Ve başlar boynu bükük dalından kırılışım
Hava gibi su gibi inan sana muhtacım
Ey benim nefes sayım yeşerdiğim ağacım
Bil ki senden sonrası Bad-el Harab el Basra
Korkularım üşüyor ey korkumun hırkası
Sevgiliden azâde kemâl bulur mu mısra
Taş masada dillenen bahtımın şahikâsı
Vefân ile yol göster aşktan muhacir asra
Bil ki senden sonrası Bad-el Harab el Basra
Sahi nerede kaldın sırma saçlı ebabil
Gözlerini öperken koklamadı mı bulut
Bilmem hâlâ yanar mı nazârında o kandil
Yüreğinden düşenle nevâ bulur mu umut
Şehr-i Horasan mısın taç mahâl ya da Babil
Sahi nerede kaldın sırma saçlı ebabil
Aklın son köyündeyim üç ileri bir geri
Karanlık sokaklarda efkârı sarıyorum
Ben; hayâl kahvesinin müdâvimi Makberî
Yalnız Bir’e sığınmış Bir’e yalvarıyorum
Yaşarken yaşıyorken yaşanmamış mahşeri
Aklın son köyündeyim üç ileri bir geri
___________________Makberî