2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
761
Okunma
Kışın geldiğini haber eden
elçi yağmur damlacıkları
çarpıyor penceremin camına
çarptıkça dağılıyor
gecenin tanıklığında..
ve ben
sırılsıklamım..
yedi gamzeye öksüz
saklı ömrümün
büyüttüğü büyük aşkımla..
kederli siyahını örtünmüş
kaç bakire gecenin kokusu
sindi böyle üzerime
kanatlarının meçhul yoksunluğunda..
sensizliğin hırçın mı hırçın
kavgasında çırpınırken
uzat ellerini
tut beni gülüşlerinle
anlamsız manaların kesiştiği
köşe başlarındayım..
kaç zamandır
kendimi kemiriyorum
ve dipsiz kuyuda unutulmuş
bir taş kesilmeden yüzüm
bakışlarını salıver
gözlerimin hasret yüklü derinliklerine..
zeytin karası gözlerine tutunup
çıkabileyim..
çıkayım ki
bir öksüz masumluğunda
yıllandırdığım sevgimi
aşkımın manastırında
kadeh kadeh sunayım..
seni bulmayı kutsayıp
pamuk tarlasını andıran
o yüzünün
tedavül mührünü
ömrümün kalanına vurayım...
Umut ALTINDAĞ