14
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
2222
Okunma

Diyarbekır’de bir yer vardı
Nefes alıp verdikçe
Sen kokan
Ne zaman gelmeye çalışsam
Sokaklar karışır
Yollar pusularla donatılırdı
Şehir kana bulanırdı
Ben şehr-i sen sanar
A Ğ L A R D I M . . .
Labirentlerin gizemiydin san/ki
Seni bulmak imkansızı bulmaktı
Senin serçelerin vardı
Şakır şakır ö/ten
Güzel sesleriyle büyüleyen
Ve
Ne zaman ekmek ıslatsam
Benden kaçarlardı
Çünkü
Benim yü/züm vardı
Ü r k ü t e n , , ,
Ben Diyar/bekir’i sen sanırdım
Yok olursan Diyarbekir büyür Diye
Korkardım
Çünkü alışık değilim
Zamansız büyümelere
Büyürse şehir kana bulanır
Ben şehr-i sen sanar
A ğ l a r ı m . . .
Sen Mezepotamya/nın bülbülü
Yok olma sakın
Merhamet’in yitirme
Üzerime ölü toprağı serp/me
Zaten soğuklara alışamadım daha
Ört üstümü şefkatinle
Biraz ısınayım
Alışayım yokluğuna , , ,
Eğer Yaşatacaksan
Şehir kana bulanır
Dirhem dirhem azalırsın
Ve ben
şehr-i sen sanar
Ağlarım
Ö/lüm beni bulana kadar....
Sesiyle Şiirime Hayat veren Değerli ABİM Durak Yiğit’e Çok teşekkür ederim
yazar Kalemi Kırık Mehmet aküzüm
5.0
100% (14)