0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1002
Okunma

göğün kurak ağrısında
mevsimi temmuz sargısı vakitlerin
demi tutmamış dalından
eskimiş yaprak gibi döküldük
soluğun hicaz makamını
ıslatarak dudaklarımızda
dertle alıştık fezanın karasına
düştük, yasaklı mahremlere
satırı kadehlere yazılmış
şu sarhoşluğu içipde
demli gecelerin sofrasında
damakda eskiden kalma bir anıyı
terk edilmiş yutkunduk sabahlarda
uğurlasakda mazinin göçeğinden
mürekkebin müjdesiyle
yelkovan kanadında ki akrebi
görülmemiş rüyaların tabirlerine
ne sesine sabah kavuşur olur
ne de sevdalı ikindileri musalladan
seher vakti hicrandan
dermanımda şu sofradan ayrı durur