Seslendim yüreğime nerdesin bulsun diye
Sen arının yaptığı tatlı baldasın yarim
Neden hep sitemkarsın bu garip sevgiliye
Ben burada perişan sen ne haldesin yarim

Ben aşkın badesini senin elinden içtim
Benliğimi kaybettim senle kendimden geçtim
Gördüm alem içinde nokta değil bir hiçtim
Ben kül oldum savruldum hangi yoldasın yarim

Zehir diye sunsalar her dem zevkle içerim
Sanma ki zora düşer sevdandan vazgeçerim
Tırpan olur uğruna tüm cihanı biçerim
Devrildi tüm ağaçlar hangi daldasın yarim

Şimdi senden hatıra kalan bir tek gülüştü
Kiprikte dondu resmin gözüme yaş üşüştü
Ağardı bak saçlarım tüm bedenim büzüştü
Ben denizde bir damla hangi saldasın yarim

Ayrılık alevinde bütün bedenim çimdi
Leblerin vuslat bana gözlerin bir içimdi
Öfke kustu kaderim üstüme yürür şimdi
Ben girdaba düşmüşüm hangi koldasın yarim


İki beden bir olduk yaşıyor şimdi bende
Saçların miski amber kokusu hala tende
Aklımı aldı aşkın yüreğim zaten sende
Ben bende kaybolmuşum sen neredesin yarim

Bilirim gönlüm tahtın başka yere girmezsin
Gonca gülü bırakıp solmuşunu dermezsin
Ben menzile varmadan sen kemale ermezsin
Ben vuslat eşiğinde hangi güldesin yarim

Mecnun sahra yoldaşım Ferhatla dağlar deldim
Onca yolu teperek gönül kapına geldim
Çul eyleyip ömrümü işte önüne serdim
Ben dağlarda kayboldum hangi çöldesin yarim

Yusufla sırra erdim balık karnında kaldım
Musayla tur dağından gelip kapını çaldım
Yüzmeyi bilmiyorken aşk denzine daldım
Okyanusta yok oldum hangi göldesin yarim

Nuh’un Kenan’ı olup tufanda kaldım darda
Ruhum gezer alemi beden çürür mezarda
Ziya’nın diyeceği başka sözleri varda
Sazım düzen tutmuyor hangi teldesin yarim

Kenan Ziya Akbaba