6
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
5737
Okunma

Leyla’yı anlat derler, mecnun Leyla ne bilir
Bahseder gece gündüz, bahsi kendi halidir
Kaşını keman yapar oktandır kirpikleri
Ne dinlesen duyulan , mecnunun çektikleri
Dinle Leyla’yı benden, seyrine vakıf bendim
Onlar, ahu zardayken ahvali seyirdendim
Leyla ol bir kadındı, sivilce tarlası yüz
Çarpık bacaklarını Mecnun görüyordu düz
İki karış boyuyla yer yığması zavallı
Takılırdı köylüler,’hey kız burnu kavallı’
Sümsük Leyla, iş bilmez köyün en andavalı
Ve Leyla insanmıydı? Kimse değil oralı
Ve yine Leyla idi, munis huylu bir peri
Dar dünyalar kaybolur, girse ondan içeri
Bin hakaret işitir, doğduğu günden beri
Bilirdi ki kıymetsiz, solacak ten ve deri
Tek kıymet’i insandı, kıymetsizdi kâinat
Leyla dimdik yaşardı, tan eyleyene inat
Mevla’yı zül celalden, tecelli eden sanat
Maymuna da benzese, derdi, güzel saltanat
Mülkün sahibi Huda, bakardı Leylasına
Leyla Kullukta zirve, boş vermiş hülyasına
Razı ol yeter Yarap, bakmam kul hatasına
Onlarda muhtaç,bende.Allah’ın rızasına
Böyle başladı işte. AŞK denilen imtihan
Öyle bir başladı ki, bu aşka esir cihan
Kays’ı yarattı Hüda.Vefa diye bir nurdan
Karayağız,bir gençti,ten kokusu buhurdan
Murat etti ki Kaystan, Dünyada izimi bul
Ben ki senin Rabbinim,sen ise aciz bir kul
Elbette taşıyamaz, hiç bir parça, bütünü
Sevgiyle ulaş bana, her neyi sevsen, kabul
Her şeyi vardı Kaysın, anne, baba ve miras
Yer’di, içer, oynardı, gitmez içindeki yas
Zevki sefadan haber, ne dilersen Kays’a sor
Gel gör ki Kays’a sefa, verdikçe veriyor zor
Dediler Kays delidir, varlık için de üzgün
Bir defa rastlamadık, gülsün doğru ve düzgün
Leyla’ya yollayalım görünce alay etsin
Onun tuhaf haline hem şaşırsın hem gülsün
Haydi, ava, diyerek kays’a bir at verdiler
Rüzgâr gibi uçarak, bir diyara girdiler
Kaysın içi buruktu, yüzü teselli diler
’Hasret ağır mı geldi’ bire mecnun dediler
Hayır dedi cevaben Kays ise soranlara
“Hasretten başka bir şey sebep bu buhranlara
İçimdeki o boşluk benzedi tufanlara”
Diye yeminler etti, şaşırıp duranlara
Bir hışırtı duyuldu, dallar titredi birden
Sanki gökler yarıldı, bir güneş çıktı yerden
Oysa gelen Leyla’ydı, yüzü görünmez kirden
Elinde su testisi, dönüyordu nehirden
Kahkaha tufanında, şaşkın Leyla ile Kays
Yüzlerine baktılar, pervasız gülenlerin
“Kays gül”, dedi gülenler, gülünecek neydi bahs
En güzeli Leyla’ydı gördüğü güzellerin
Leyla farkında, işin kaçıp gitti oradan
Kays, mahcup ve de sefil, ona yapılanlardan
Gerip yayı hiddetle, sizi vururdum ya ben
Korkarım günah yazar, defterime yaradan
Sürüp atı kaçtılar, ordan iki avane
Yoksa öldürür bizi, acımaz bu divane
“Güleceğine âşık oldu manyak “ sanırım
Diğeri gülümsedi,”He vallah inanırım”
Kays ezildi acıdan, özür dilemek gerek
Atına binip sürdü, ardı sıra giderek
Koşuyordu Leyla da, rüzgârla yarışıyor
Çiti düşmüş, saçları rüzgâra karışıyor
Simsiyah saçlarına takıldı, kaysın gözü
En karanlık geceden daha siyah diyerek
Yavaşlattı atını,sapsarı oldu yüzü
Vazgeçti özürden de,mahf olurum ne gerek
Geri döndü ormana, ilk gördüğü yerdeydi
Çalılara bakarak, şanslısınız siz, dedi
Utanan ve yorulan bedeni , kan terdeydi
Zira size Leyla’nın güzel elleri deydi
Öylece kala kaldı, ne aç kaldı ne susuz
Köylüler onu arar, Akrabalar huzursuz
Bulmak için geldiler. Kaysı buldular lakin
Kays çalıları koklar, Leyla’m; diye şuursuz
Vah, vah, Kays’a ne oldu cin çarpmış bunu belli
Erimiş muma dönmüş, kafayı yemiş deli
Güçte yetiremezler, kaysı alıp gitmeye
Anladılar gerek yok, bunda inat etmeye
Mecnun dediler artık, Kays’ın adı mecnundu
Kim arasa mecnunu, bir çalı da metfundu
Kokusu nu Leyla’nın, çalıda duyan mecnun
Aç susuz ve biçare ama halinden memnun
Bahar geçti yaz gelip kuruttu yaprakları
Mecnunu aldı telaş, ya Leyla’m da solduysa
Kalkıp deli divane sorguladı kuşları
Bir haber alamadı, her kime ne sorduysa
O beni hatırlamaz, varıp izine düşem
Bastığı yerler bulup, izleriyle sevişem
Yoksa heder olurum, Leyla’mı koruyamam
Zira hayatta yoktur, benim başka endişem
Leyla’nın diyarında, gariplerden bir garip
Merakı şayan hali, sordular ona gelip
Dedi ki ben kaysım da, Mecnun diyorlar hani
Ben nasıl mecnunum ki aramaz Leyla’m beni
Güldüler gülüştüler, ismi yayıldı köye
Âşıkmış bu dediler bir ucubeye güya
Yahu O ki Leyla dır hiç bir yok’a benzemez
Aklı başında olan onu asla sevemez
Gözleri ışıldadı bu sesten bizim kaysın
Ondan bir haber veren, dedi, varımı alsın
Ben ki bir bahaneyim, tenine can gizlenen
Can değil, canan belki, her nefeste özlenen
Cananı giden canın ne farkı var cesetten
Dahi kim beka bulmuş ben, bulayım cüsetten
Ben ki şu yeryüzüyüm, umman benim gözlerim
Leyla’m ise dağlardır onunla bağlı zemin
Bir sekarat anıdır yoksa titreyen alem
Kaderi bilen mi var ne yazdı, levh ü kalem
Halimi bilmeyiniz, Leylamı bilin yeter
Ondan haber alamam bu yüzden halim beter…………………………………….
Ben size de meftunum, gördü onu gözünüz
Kaç kez gözüne çarptı, bunca zaman yüzünüz
Ona rastlayanların izine toz olayım
El verir bunca elem, haber verin bulayım
Dinleyenler şaştılar, acıdılar bilhassa
Dağıldı bütün köye, mecnuna ait kıssa
Leyla bir ucubeydi, bir kadına kıyasla
Mecnunun anlattığı, Leyla olamaz asla
Dediler, bir anlatsan; şu Leyla’yı bizlere
Leyla’yı umman dersin Leyla’dan olmaz dere
Evet, bir Leyla var bu köyde, senin Leyla’n olamaz
Sen huri anlatırsın, huri nere bu nere
Toplandı tüm ahali, temaşa eylediler
Mecnun’a Leyla sının yerin söylediler
Bezirgânlar geldi de köyde oldu bir talan
Esir aldılar onu, şurdadır desek, yalan
Gel sen vaz geç bu işten, ölmüşte olabilir
Köyümüzden kız beğen, sana verelim denir
Gönül bir kase dersin, her şeyle dolabilir
Ha şarap dolu kase, ha su, şerbet hepsi bir
Hepimiz kuluz, ey halk! Herkes zaten köledir
Kölelik değil hayat, söyleyin başka nedir
Rabbine kuldur insan, köledir hem nefsine
Leyla’m köle dersiniz,efendimdir tersine
Ve sizden aldığımın, tek adı gam bilinsin
Kendini bilmez insan, Leyla’yı nerden bilsin
Değişmem tek teline, kâinatı verseniz
Dilerse kâinat ve; içindeki verilsin
Leylasının yattığı evin önüne gitti
Hey harabe duvarlar ne kadar bensiniz siz
Eminim Leylasızlık sizi de, harap etti
Yıkılmış, gelir diye, beyhude beklersiniz
Onun ay yüzü sinmiş harcınıza bilirim
Keşke bir taş olaydım şu harabe duvarda
Elin sürmüştür size, bense görmüş değilim
Kıskanır yanar içim, duramam buralarda
Ve diyar diyar gezip aradı O’ nu mecnun
Ne Çin kaldı ne Yemen, izini sürmediği
Çöllerde kervan kervan, aradı onu mahzun
Her şeye rastladı da, bir Leyla görmediği
Kendisi bir arardı, hikâyesi bin yeri
Dili hal diliydi hep, öğrendi tüm dilleri
Karıncadan kartala, İnsandan cin’e kadar
Yaratılmış ne varsa; kalbinde sevgileri
Koca dünya derdiler, mecnuna misket alem
Yıldızlardan kumlara, kadar mecnundu alem
Sahi Leyla ne idi, neye benziyordu hem
Mecnun olana Leyla yeryüzünde; her kalem
Nakış’a hasret neden, Nakkaşı diler içim
Leylalar yer yüzünde anladım, biçim,biçim
Eşyanın hakikati, ruha iz aramakmış
Leyla bir damla ateş,mecnunsa,mum olmakmış
Hey Leyla ,bir nefesi bin dünya eden ,kadın
Seni Leyla bilen ben, oysa masiva adın
Her masiva bir engel, hem namzed, kanadın
Ya efseli safilin, ya bel um adal, adın
Mecnun ki kuş misali, kaç uçumluk semada
Yaradan dan bir iz var,her zerrede, simada
Beşeri insan eder bu iz, hayvandan maada
Mecnun olup Allaha vuslat halk etsin, Huda
Yaratılmış ne varsa her şey nimettir gerçek
Ekmek karın doyurup, su hacet giderecek
Kıç yalar diye suyu, bilmesek mi nimetten
Üstünlük takvadandır, asla değil milletten
Belki Hayvan azizdir farkı, fark etmeyenden
Canlı cansız ne varsa numunedir hikmetten
Yüz bin Leyla inse de,dense de,buyur beğen
Hakka vasıl olamaz, Leyla’yı terk etmeyen
5.0
100% (7)