Rüyalarımda sunulan
sanki kırmızı bir şaraptın
doya , doya iç dediler
içtim , doyamadım
düşlerimde sakladığım
hayal dünyamda
her gece perde açtım
alkışsız ,
perde kapadım
feryatsız ne bir günüm geçti inan
ne de seni düşünmeden
geçen bir zamanım .
bülbül misali,
uyanırken kaç sabah
yokluğunla uyanmanın
burukluğunu
hep yüreğimde
yaşadım



Sordum aklımca
bilenlere
dediler ; zamana bırak
bende yüreğimin
sesine kulak verdim
yürekse dedi ;
vazgeç bu sevdadan
yollarınız çok ırak ...



karşılıksız olmazmış
zaten sevgi
hayalden öteye geçmedi
sunulan şarap
rüyalarda perdelediğim oyun
iki kişilikti oysa
ya gördüklerim yalanmış
ya da görmüşüm serap



Biliyorum,
her gecenin sabahı
fırtına ardından
yağan bir yağmur var
yürüdüğüm yolda ise
gecelerim hep yıldızsız
söyleyin , söyleyin
gündüzler
niçin var ?



Dikenli bir yol demişlerdi
aşk denilen şey
geçemezmiş
herkes bu yoldan
Ferhat dağları delmiş
Mecnun küle dönmüş
Leylası için,
ya karşılıklı değilse
aşklar ,
dağları delsen
kül olsan ne yazar
duyar mı acep sesini
dağlara çıkıp bağırsan
yar , yar
senin ki de iş olsun
be şair ,
tabi ki iki kişilik
bir oyun bu
senin şu kalem var ya
daha çok
karşılıksız aşk yazar .




21 / 09 / 2012