8
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1392
Okunma

[ ]
Dün görüştük otuz beş yıl sonraydı
Kıvır kıvır lüle saçlar ondaydı
Çık aklımdan diyorum çıkmıyorsun
Elini elimden ayırmıyorsun
Korkuyorum hele bir dur diyorsun
Sen nesin
Yanına yaklaştıkça gelme diyorsun
Dün müyüm bugün müyüm
Sevgine hasret kaldıkça çektiriyorsun
Uzaklaşmak için çare ne
Ölçüp biçmek için çaba ne
Yaş geçti artık
Kollarım artık kalkmıyor
Günebakan gibi cemaline dönmüyor
Zevke dalıp pervanelik olmuyor
Kol kanat eskidi
Yavaş yavaş işliyor.
Kül evi yüreğimdeki sevdalar
Acılar perişan
Sahipsiz ipsiz sapsız
uzay boşluğu gibi sonsuz sevdalar
neyin nesidir
Bilir misin dün söylediğin türküyü
Su gelir millendirir
Ne mil kaldı yürekte
Aşacaktım tam da döndü direkten
Süzüldü gözlerindeki yaş pınarlarından
Bir vefa ardım senden
Tanımamamazlıktan geldin
Soğudu ellerim
Kondu salacağa bir kuş
Fırlayacaktı yerinden gökyüzü
Örtecekti kusurlarını
Bilmem ayın kaçıydı sevda yüklendi gaipten
Galiba yaşama bilincinden
Sevdik hazıra konmayı mal edinmeyi
Merhaba dedik gelen sevdaya benim dedikçe
Kıpırdadı yok olacak güç
Sayarsın belki bir iki üç
Gittiğim yol yol değildi
Haki kumaş rengi tozpembe hayatım
Düşünmek kusurum
Konuşmak beter
Susma cansın gözünü oymasın kargalar
5.0
100% (6)