27
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
2500
Okunma

(Değerli ağabeyim; araştırmacı yazar Abdullah Çerkeşli’ye.)
Bir yaman delikanlı, aslı Avşar boyundan
Duruşu heybetinde; pehlivandır soyundan.
Sırtı çimen görmedi güç inançla birleşti,
Osman Efem maşallah günden güne pirleşti.
Palazlandı çayırda rahat nedir bilmedi,
Altınlaşan kalbinden merhameti silmedi.
Kim çıkarsa önüne kükredi ve de taştı,
Sığmadı kabuğuna ünü Araç’ı aştı.
Nam saldı Boyalı’ya, dilden dile büyüdü
Zamanın Beylerinin kalbi korku bürüdü.
Bir Bey vardı Hamza Bey; zalimlikte zirveydi,
Siyaset meydanında şeytanlara kirveydi.
Acımazdı fakire yoksulu ağlatırdı,
Sahipsiz yürekleri zevk duyar dağlatırdı.
Reçberi bağlamıştı ağırından vergiye,
Dinlemezdi kimseyi çok kızardı yergiye.
Osman Efem dur dedi; yeter artık ezdiğin!
Yıllardır tepemizde çiğneyerek gezdiğin!
Diyerek isyan etti; kuşandı pusatını,
Hamza Bey’in üstüne sürdü yağız atını.
Bir hamlede ayırdı o alçağın başını,
Ocağını söndürdü yuvarladı taşını.
Gülpü Dağı sığınak, dayayınca sırtını
Kastamonu anladı Sepetcoğlu farkını.
Hamza Bey’in yerine oğlu Rüstem Bey oldu,
Fukaranın ayranı sofrasına mey oldu.
Toplayıp askerini hemen düştü izine,
Bulamadı dağlarda sızı girdi dizine.
Günler aylar dolaştı, usanarak pes etti
Can Efemden korkusu bir ömür ona yetti.
Dilden dile söylenir bu gün ise türküsü,
Tam içimde duyarım Sepetcoğlu ülküsü…
İsmail Süklüm.
5.0
100% (16)