19
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
3014
Okunma

Mihriban
Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamışlar, çözülmüyor Mihriban.
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban.
Yâr deyince, kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor, aklım şaşıyor
Lâmbamda titreyen alev üşüyor
Aşk, kâğıda yazılmıyor Mihriban.
Önce naz, sonra söz ve sonra hile...
Sevilen, seveni düşürür dile
Seneler, asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor Mihriban.
Tabiplerde ilâç yoktur yarama
Aşk deyince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama
Aşka hudut çizilmiyor Mihriban.
Boşa bağlanmamış bülbül, gülüne
Kar koysan köz olur aşkın külüne...
Şaştım kara bahtın tahammülüne
Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban.
Tarife sığmıyor aşkın anlamı
Ancak çeken bilir bu derdi, gamı
Bir kördüğüm baştan sona tamamı...
Çözemedim... Çözülmüyor Mihriban.
Abdurrahim Karakoç
Sarı saçlarımı deli gönlünden
Çözemeden çekip gittin Karakoç
Ayrılığın üzerine ölümü
Böyle nasıl ekip gittin Karakoç
Kalemin elinden düşmüyor artık
Aklın hedefinden şaşmıyor artık
Okurun duyguyla pişmiyor artık
Şiirleri döküp gittin Karakoç
Bitti nazım bitti sözüm yok hile
Hasret kaldı gülün yine bülbüle
Yaktın Mihriban’ı döndürdün küle
Küllerine bakıp gittin Karakoç
Tabiplerin çok aradı çareyi
Bilemedi sarsın nasıl nereyi
Çok mu sevdin o diyarı yöreyi
Sevenleri yakıp gittin Karakoç
Bülbül boşa bağlanmamış gülüne
Gülün her gün koyuluyor yoluna
Kara bahtı aldın aldın eline
Taştan taşa çakıp gittin Karakoç
Tariflere sığmaz aşkın anlamı
Yalnız sen mi çektin efkârı gamı
Meryalı’nın kördüğümdür tamamı
Elimizden akıp gittin Karakoç
9.9.2012
Fatma Biber
5.0
100% (12)