1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1462
Okunma
Boşaltıyorum tüm baş ağrımı defterime...
Biliyorsun, yoksa rahat edemiyorum. Başka türlü dindiremiyorum gönlümde açtığın yaraların sancısını...
Kim merhem olmak istediyse yaralarıma acım dinsin diye; aldı götürdü bu gönülden akan kanlar onları bir sel misali...
Ve sarsıldılar kalbimin zamansız depremlerinde.
Kaçıştılar ellerimin uzanamayacağı ıssız, karanlık köşelere...
Bak sevgilim ! Yalnızım; beni görmek istediğin gibi.
Belki incinirsin ama; sanma ki ağlıyorum, sanma ki boğuluyorum yalnızlığın sakin sularında !
Üzül sevgilim ! Bak, gülüyorum; özgürce kulaç atıyorum bu denizde...
Küçümsemeyeceğim bana kattıklarını...
Sayende öğrendim yüzmeyi, senin sayende şimdi tüm dalgalara meydan okumalarım !
Sen layık görmemiştin ya beni, almamıştın ya kollarına; şimdi de ben yakıştıramıyorum seni bu ıssız denizime...
Çok denediler sevgilim; denizimi kirletemediler !
Kim adım attıysa bu soğuk sulara; cesareti paramparça oldu savunmasız bir cam gibi...
Kim koştuysa sulara içindeki büyük coşku ile; kesildi bilekleri acıması olmayan keskin camlarla...
Elbette girenlerde oldu. Yanıma yaklaşamadan dalgalarla kırılanlar ve kendi ellerimle boğduklarım !
Bak ! Yalnızım işte...
Senin bıraktığın yalnızlık !
Söyle !
Yeter mi sevgilim ?
Yeterince çektim mi ben üzerime düşen acıları ?
Olgunlaştı mı ruhum?
Söyle ulan söyle !
Yakışır mıyım şimdi koluna ?
Dur...
Ben söylerim...
Bence çok yakışırız...
Sen öldürmüştün ya içimdeki çocuğu acımadan, bak, benim de elerim kanlı şimdi !
Aynıyız artık; ikimiz de canlara kıydık...
Hadi gel denizime; bize bu katil deniz yakışır...
Ama dikaktli ol sevgilim; ayağını kaydırmasın bu soğuk denizin yosun tutmuş taşları !
Canını acıtmasın alışık olmadığın nefret soğukları !
Ve boğulma sakın...
Her ne kadar alıştırdıysan da beni bu denize, hatırlıyorsundur;
’’ Ben boğulmaktan korkarım... ’’
5.0
100% (1)