40
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
2042
Okunma


Yok be Mehmet
Bir ölümlünün harcı değil
Susuz topraklara yağmur olmak
Kaldı ki bizim yüreklerimiz bile
Ağrı nın yamaçları gibi yangın
Ağrı nın etekleri gibi kuru
Mavzerim bu günlerde
İlk defa ağır geliyor omuzlarıma
Yokuşlar ilk defa yoruyor beni
Ve eski hırsımdan eser yok
Sana benziyorum yavaş yavaş
Gocunma Mehmet
Yarası olanlara benim lafım
Senin suçun değil
-Vallahi değil-
Yolların bu denli dik oluşu
Ve meyve vermemesi ağaçların
Sen bozkırın ortasında yalnız
Ben kaldırımlarda kimsesiz
Bu kadarcık benzeyiş bile
Yeter bizim kardeş olmamıza
Aynı kandanız Mehmet
Soyumuz sopumuz aynı
Ve bizim vatanımız bu yerler
Bizim toprağımız
Öyleyse ne bu kavga bu hırgür
Alıp veremediğimiz ne
-Ne bölüşemediğimiz-
Anlayabilsen beni Mehmet
Bir anlayabilsen
Aşılmaz dağ kalmazdı bizim için
Yollar ejder bile olsa
Yenerdik onu Mehmet yenerdik
Ne karşı kaldırımdaki kadın
Tükenip kalırdı yollarda
Ne yaş dolardı Zehra nın gözlerine
Tarlanın bir ucundan bir ucunu değil
Kainatın ta ötesini görmeye çabalardın
Severdin Mehmet
En az benim sevdiğim kadar severdin
Ve bilirdin ki sonunda
O adam
O nazar boncuğu kolye
O bahar
O çiğdemler
O mavi –Gök mavisi- masallar
Ve çocuklar
O melek yüzlü yetimler
Yüreklere hapsedilmiş
Hürriyetten başka bir şey değiller
03.02.1985 Ağrı
SON 4
Bitmez diyorlardı bitti işte
Yarın sılaya gidiyorsun Mehmet
-Zehra ya gidiyorsun-
Göreceksin
Eşikte karşılayacak seni
Gözlerinde gülücüklerin en güzeli
Yanakları al al
Yarın bitiyor bu hasret Mehmet
Gurbetin kahrı bitiyor
…
Ve gitti Mehmet
Allah a ısmarladık bile demeden
Bir cıgara yakıp Mehmet in arkasından
O gidiş i hayal etmek
En azından beş yılımızı
Alıp götürür ömrümüzden
Ben
Beni bıraktığın yerdeyim Mehmet
Gene voltadayım şu saatler
Gene kürek çekmekteyim sabah a
Gene buz gibi duvarlar
-Buz gibi-
1986 hakkari