başı dik bu dağ
kuytularda saklı balıkçı kasabasına
eteklerine boyun bükmüş al beyaz gelincikler

kara derili
deli dalgalı köpük köpük bu deniz
akşamlarına kızıllarını giymiş o hengame

çığlık çığlığa uçuşan martılar
ufku yalayıp kaybolup giden sessiz gemiler

sana ben yakışırdım...

daracık çıkmazlarına el ele bir sen birde ben
sıvasız bahçe duvarlarına kocaman yan yana bizim adımız

avlu duvarlarını aşan sarmaşıklara kokumuz

bu kente sadece biz...

gökyüzüne pul pul saçılmış yıldızlar
ayın şavkı düştüğünde deliye dönmüş yakamozlar göksuya

bana sen yakışırdın...

bahara papatyalar çiğdemler nisan yağmurları
bahçede dallara güller gülün narin yaprağına şebnemler

gözlerine sevinçler
yüzüne gamzelerinin çukuruna dolan gülüşler

nar kırmızı dudaklarına cehennem yangını öpüşler
tenime yakışan yangın sen...

ellerime o sıcacık küçük ellerin
andıkça titreyen dilimde dua gibi
sen diye çarpan kalbimin derinlerinde adın

bana bir sen yakışırdın

şu kalbi sana dört duvar mabed
bu canı sunağında bir sana kurban ederim

sunağına can adamaya
usulca yumup gözlerimi bir ben yakışırdım...

Hasan ODABAŞI