Rezil gözyaşlarına boğulan günüm
Ne zaman değişeceği belli değil
Alacakaranlıklı saatlerden saniyelere ömrüm
Ne zaman biteceği belli değil

Döndüm baktım geçmişime
Çocuktan başka temiz bir şey varsa
Uzanayım alayım geleceğime
Dedi temiz yer var mı gelmeyeyim yoksa

Diyemedim buralar köle dolu
Düşünmek yorucu bir o kadar boş
Kaçış sadece ileriye toprağa doğru
Yalvardım bana, toprağa gidene kadar koş

Acı, acı üstüne yapılmış bir hediye
Gönderdim geleceğime bekliyor
Gelecekte var mı geleceğinde diye
Durdurdum dakikaları susuyor

Anahtarını kaybettiğim baharım
O da karışmış topluma, bensizliklere
Kaçtıkça, kaybolmaya çalıştıkça batarım
Neden diyemeden dalarım düşüncesizliklere

Hatalar mı yanlışlar mı bilemedim
Ben sensiz edemedim
Anlatamadım da
Dilimin ucunda bir bakla
Seni sevdiğimi söyleyemedim
Kayboldum..

Bir kuşun peşine takıldım yanıyorum
Derdim de var anlatamıyorum
Ben aslında konuşmasını bilmiyorum
Uzak çok uzaklara gitmek istiyorum

Gelecek aydınlık ya da karanlık
Boşlukların içinde ne ile karşılanır
Ne ikram edilir ne söylenir
Gelecek kayalık, karalık, karanlık

Bir mısra daha eklemesinler ömrüme
Dayanacak gücü var da ya umut
Bir yalan söz daha söylemesinler kalbime
Sabredecek gücü varda ya güven

Elveda demek istediklerim
Diyemediğim için özür dilerim
Yalan gözlerinize yalanla bakacağım için
En çok da kendimden özür dilerim

Gitme vakti artık topla harflerini
Yolcudur şiirler geleceğe
Değerlenir mi, anlaşılır mı?
Gayesiz bir yolculuğa...

HAVVA SARI