0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1736
Okunma

Kalabalık bir sokakta yürüyorum şimdilerde
Ne ben onları tanırım ne de onlar beni
Anca çarpan biri olursa yanlışlıkla
O zaman durup yüzüme bakarlar, pardonlarıyla
Neymiş, hayat öğretirmiş insanlardan fayda gelmeyeceğini
Eğer öğrenmemişsen bir de ders verirmiş en acımazlığıyla
Geçmişte böyle değildi, bu nasıl olur mümkün değil
En son kelimen ise ‘o asla böyle yapmaz’ dersin ve boğulursun
Can çekişen biri mi varmış, birileri üzgünmüymüş
Onun dili bana dokunmayan yılanın dili
Kim ne hali varsa gördün, benim mutluluğumdan uzak dursun
Yanında soluksuz kalmışsın umuru değil, adı can yarısının/yarasının..
Daha kaç kişi ile karşılaşacağım hayatta bilmiyorum
Ama öğrendiğim önyargılar kendiliğinden oluşmuyor
Yanlışlar doğruları boş yere götürmüyor,
Ne dediğim kalbim dışında kimseyi acıtmıyor
Sütten dili yanan bir eşek, hoşafı da beğenmez dişlek
İşte böyle derdi, derdini beğenmedi bize yükledi
Şimdi ne demeli, nasıl davranmalı, yüzüne nasıl tükürmeli
Ne ise ne! ama bana artık güvenden bahsetmeyin, taze tükendi
Yeşilim derdi babana güven,
Şimdi yaşadıklarımı duysa yine dermiydi güven
Doğruları göstere göstere gitti yar ömrümden
Doğruları göre göre soğudum ya ömrümden...
HAVVA SARI
Bazen yükseklikten korkmazsın, bakarsın gökyüzüne küme küme bulutları görürsün..
o an gökyüzüne çıkıp; o buluttan öbür buluta atlayasın gelir, yeryüzünde yapamadığın çocukluğu gökyüzünde yapasın gelir..
işte öyle yalnızım, öyle düşünceli ve öyle güvensizim yeryüzünde..
HAVVA SARI
5.0
100% (3)