YAZIK
YAZIK
ey sevdasını kıble eylediğim, hani pembeye boyanacaktı tüm gökyüzü? hani iki yakasını bir araya getirecektik ayrılığın ve hani denize çıkacaktı Ankara’nın yolları? hani mavi savaş boyalarımızı da alıp sevda ateşi fitilleyecektik her nasırlı yürekte? hani güller açacaktı da her çocuğun yüzünde koklamaya bile kıyamacaktık büyütüpte? şimdi sen mi lâl oldun kulaklarım mı sağır? dilin mi dönmüyor kelimeler mi ağır? yollar mı kapandı sen mi gelmeye gönülsüz? bilmem nasıl değişti sevdiğim o gülen yüz? .... yazık! sana bana değil de aşka inanana yazık yazık! içi dolmayacak 29 Harf’e sahipsiz kalacak Beyaz Kağıt’a yazık yazık! benim Bahçelievler atan yüreğime senin Ufuktepe bakan gözlerine yazık.... ŞÖHRET PEKTAŞ |