2
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1309
Okunma
İnerken gece
şehrin derinliklerinden iklimsiz bir imgeye
yoktun
yokluğun unutulmuş kavimlerde
yaşlanan kadınların yüzüydü
bakire ve ahşap
................
binyılların ardılı bir yüz
ve sen çok zaman önce
hüzün çarmıhtan birgün dönecek derken
ve beklerken oligosende düğümlenen o sancıyı
o sancı ki kör krallıklar ülkesinde genlerinde
renksizce sokulup başlayan kanamaların
parmak izleriydi sanki
münzevi ve aranan
.............
inerken gece
şehrin kükürt damlayan ışıklarından
saçları bozkırlara düşen anlamların
mor çağrışımlarına doğru
yoktun
ve yokuluğun tunçtan bir tinin
başkalaşmış bir aynasıydı
mevsimsiz haritalarda son bulan
....................
gel artık
şehrin zincirlerine dolanan uzaklığım
şimdi sana çok yakın.
5.0
100% (2)