3
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1830
Okunma
Düşündüm cân özüm,
Seni düşündüm gün boyu
Gözlerim kapalı;
Daldım derinliğine...
Öyle kuşattın,
Öyle düştün ki, tahayyülüme...
Ne kadar yaşadım,
Ne kadar kaldın bende
Bilemem amma
Çoktan geçmişti akşam vakti,
Döndüğümde yalnızlığıma...
Güzel bir hasbıhâl’di, kayboldum derinliğinde
Eridi buzullar, ruhumu saran sıcaklığında...
Seni hiç bu kadar yakın bulmamıştım
Demek ki;
Bu denli deşmemiş’im ruhunu
Erişememiş-im derinliğine
Vakıf olamamışım vasıflarına...
Oysa şimdi;
Her şey ne kadar ayan, ne kadar berrak...
Aydınlandı zihnimin karanlık dehlizleri
Çözülüyorum koza misali
Zerrelerim diriliyor sende!
An/da bir ömür, gördüğüm...
Eksiği/gediğiyle,
Kırık dökük bir rapor!
Aynaya nâkş olmuş mahcubiyetim...
Ziyadesiyle, bende mevcuttur zannettiğim;
Sabır, sevgi, sadakat,
Sonsuz vefa,
Merhamet, dahi nice değerler..
Yüceliğin yanında,
Ne kadar eksikmiş-im...
Düşündükçe anlıyorum ki;
Kocaman bir hiç(imişim) ...
Harmanlanıp karılsa tüm değerler, hasletler
Dökülse gönüllerden ipek atlas, ibrişim
Sarsa küre-i arzı tel-tel olup, sevgiler;
Sonsuz merhametinle kıyas edilir miydi?
O bitimsiz sevginle ölçülebilir miydi?
Sorguya çekildikçe;
Çözülüyor her bir an
Geçiyor gözlerimden
Tüm hayatım an be an!
Amaçsız, kör bir girdap;
Öyle bir ruha duçar...
Düşünce, farkındalık,
Anlayış, bakış, sezgi;
sanki derin uykuda!
Öylesine gayesiz,
Umursuz,
Vurdumduymaz...
Davacı olacağım boş bakan gözlerimden
Seni uzak bıraktı zihnimden, belleğimden...
Kalp mutmain olur mu, kalırsa senden yoksun?
Sadece harcım değil; bendeki derin kök’sün!
Üzerinde hesaplar, pazarlıklar yapılır
Oysa tüm canlılara yetecek kadar çoksun…
Daldıkça derinlere yükselmekte Hucurat
Her bir muammasında düşündürmektir, murat...
Bu hâleti ruh ile kanatlanır coşarım!
Sana erişmek için mesafeler aşarım...
Ey vefâlı sadık yâr! Ey cândan ziyade cân
Sevgide, merhamette, bitimsiz cömertliğin...
Sütünü yudum, yudum emerek içtiğimiz
Koynunda emzirirken ciğerin söktüğümüz
Hiç farkında olmadan çiğneyip geçtiğimiz
Sevginin, sadakatin kaynağı KARA-TOPRAK...
Kim demiş sana KARA(!) Ana sütünden ak-sın!
Bağrındaki volkanlar aksın içime aksın!
Yanmak, arınmak ise; yaksın canımı, yaksın!
Kollarında sükûnet bulurum, ANA TOPRAK!
An be an muhabbetim artıyor sana, toprak
Sanki bir el sırtımdan itiyor sana, toprak
Sen, hakiki cândan yâr olursan bana, toprak
Olmaz başka hayalim, kanarım sana, toprak
Bağrında, her dem güller açarım sana, toprak
Sevgimi, öbek-öbek saçarım sana, toprak...
...
Vuslatımız yakındır; fazla bekletmem, toprak...
6 Şubat 2012 / Metanet Yazıcı / [email protected]
5.0
100% (3)