4
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
909
Okunma

henüz uyur uyanık
sabah mahmurluğundaydı,
elini ağzına dayayıp
gerine gerine esniyordu kız;
gözetçiyle göz göze geldi o an,
kabardı birden damarı
-aptal,
ne bakıyorsun şapşal şapşal?!
deyip çaktı yüzüne şamarı!...
...
kılı kıpırdamadı adamın
şamar gibi yumuldu
kene gibi yapıştı dudağına kızın
beş dakika aralıksız
öptü onu cadde ortasında...
...
yanakta acı mı kalır
bal dudaklar bal,
her acıyı alır
he vallahi yemin
nerede oldu bunlar;
caddede daha demin!
...
kızın esnediği doğru
gerisi tümüyle hayâl
fakat ne güzeldi kız
vermesin mevlâm zeval!
...
hep gerçekten mi söz edeyim
çıkayım yollara biraz
güzelleri gözeteyim
edeyim ki söz edeyim;
küpeli kulakları
gül gibi yanakları
bal gibi dudakları
inci gibi dişler,
biter mi güzel düşler,
güzeller olmasa
kalem kâğıda ne işler?!
Şaban AKTAŞ
16.11.1997
Foto:www.fotocommunity.de/pc/pc/display/22179876