43
Yorum
29
Beğeni
5,0
Puan
1693
Okunma

O ki; doyumsuz bir hikayeyken
gözetemedim ki, duygularımın muştusunu
eller aldı gitti, yüreğimden
kim anlar ki, anlatsam derdim solar
ben neyle taşlanırım ki?
eskimişliğe
hadi gel de, sen söyle?
hangi meşkin, damatlığı kara ki
kan damlasıyla, kızıla boyasın toprağı
damağıma çalınan vuslatın, tütsüsü değilse
gül ağlıyor
o da gül yüzüne, gülüşü kondurmuyarak
mutsuzluğa
derdi, hep bülbüle boyanarak
bak işte, görünüyor yolun başı
yolun sonu, kalsada har da
buradan sonra, ateş yakılıyor yüreğe
yıldız yıldız, akmıyor
sen de gör artık ve anla
yosun kokulu ihtişamın, dalgalarını sararak bağrına
gir denizinin, o ıslak koynuna
kıyılarını, hışımla döven dalgaları
gelişte severek, yumuşatsana
dalga dalga alay yüklü kamyonlarını yolluyarak
rıhtımıma
çöl fırtınası gibi savrulan, bu yüreği okşayarak
o ki; yine de doyumsuz bir hikayedir
tüm yaşama
ve ona belli etme sakın...şımarmasın biçare
sevi taşıyamaz olur sonra, çökük bedenle
küsüşte kaçarım
vaz geçişin üşümesi tutar o zaman bedenimden
işte o zaman ki;
tüm umutlar, bir bir sönerler
oysa, çok yeni doğmuştum
hüznün esaretinden kopan, gönül selimle
mahçup ettin işte, varoşun çocuğunu
şimdi ki işte, giz de kalmış gömüsünü kurcaladın
kopuk bir şehre mahkum kaldı artık gönlüm
bilip de, göremediğim
bahşişi bile olmaz, bunun ki
Yüz görümlüğü olsun
eyvah ki, eyvah!
aha şimdi ki, hapı kökten yuttum
çaresizlik adına
arkada kaldı ömrüm
şık dursa bari garibanlık
söküşte tüm beklentilerin kalesine bayrak dikerim
zira dar ağacımda
her an, asılacağım özüme...
25.05.2012 AZAP...
5.0
100% (42)