38
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
4390
Okunma

mevsim sonbahar, havada yağmur kokusu var
yağsam mı yağmasam mı derdiyle cebelleşmekte
ağaçlar soyunmuş, mevsime uyup çırılçıplak
yapraklar ayaklar altında hışır hışır
toprakla bütünleşmeye mahkum edilmişler
güneşse bulutların arasında göz kırpıyor
yüzünü gösterip göstermemeye kararsız...
daha bir kaç gün önce
mangalın dumanı başında tüten
çocukların şen kahkahalarıyla yankılanan
insan sesleriyle cıvıldaşan
davul zurna eşliğindeki
piknik alanları terk edilmiş
sadece çalışanlar kalmış
ve bir kaç sevgiliye bırakılmış...
etrafta ufacık şeffaf çadırlar
içinde köy sedirleri
anamın hamur açtığı tahta sofra
bir şekerlik, peçetelik
birde kül tablası
güzel demlenmiş çay, semaver içinde
buğusu sarmış içlerini
demlikten dökülürken bardağa
sevgiyle akar damla damla
hasreti sonlandırır aşkla
dışarı da hava soğukmuş kimin umurunda...
yüreklerini ısıtır gözlerdeki alevler
sadece onların duyabileceği
müzik eşliğinde alevler dansa başlar
eller birleşmiş tir tir titrer
gönül sazı alır eline, dile gelir
bam teline vurdukça konuşur
doyulmaz sohbete tadına vardıkça
kalplere giden damarlar coşar
coştukça nabız dört nala koşar
zaman su gibi akıp giderken
kim varacak ki farkına...
başka bir dünya, başka bir atmosfer
dışarıda sonbahar, çadırda ilkbahar başlar
aynı sigarayı sırayla çekerler içlerine
ağızdan çıkan dumanda yazılı isimler
o ne güzel bir tattır öyle
bir yudum çayda buluşunca dudaklar
böylece zaman unutulmayacak anılara
bir yenisini ekler...
18.05.2012_______________Seher_Yeli
5.0
100% (35)