1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1202
Okunma

Bir çocuk ,
Elinde naylon poşet.
Yırtıldı yırtılacak.
İçinde üç beş kitap,
Kapları neredeyse
Düştü, düşecek
Ne idüğü belirsiz.
Donuk gözlerle bakan
Sami Ulus’un puslu pencerelerinden,
İyi oldu, olacak
Başı kabak çocuklar
Yorgun ellerini sallar.
Sattım anasını,
Babür caddesinin su toplayan asfaltını,
Sonbaharın ıslak zemininde
Vacuk, vucuk ses çıkaran
Altı delik iskarpin.
Ayaz çıktığında
havuca benzeyen bir burun.
Gidilir mi şimdi sabahın köründe
At pazarına.
Bir çuval çekirdek için,
Tepilir mi kalenin ıssız
Patika yolları.
Bir çocuk,
Sırtında ağır telis çuvalı,
İçinde kavrulacak ay çekirdeği.
Burnundan akan sular
Umurunda değil,
Varsın bulaşsın döşüne.
İsterse söyle bir
Kol hareketiyle
Alıversin ceketinin koluna.
Bir çocuk.
Şimdi bir başka çocuk.
Yıldırım Beyazıt meydanında.
Sağında solunda
Bir sürü çocuk.
Kiminin gömleğinin altında,
Kiminin karnına sokulu.
Hamile kadın görüntüsüne bürümüş
Günlük kitaplar.
Arka arkaya dizili kuyruklar.
Yine vacuk vucuk,
Şarkı söyler ayaklar.
Tranvayın puslu camlarından
Akar gider Dışkapı.
Önüne gelecek Ulus’a
Sarılmak ister,
Selam verir eski meclise,
Yenisiyle gıpta ederek.
Düşünür çocuk,
Düşünür çocuklar.
Tıkırdayan treylobüsün tekerlekleri raylarda,
Beşik gibi sallandıkça
Sabah mamurluğu çöker
Bir bir çocuk gözlerine.
Belki üç yıl.
Belki beş yıl.
Hep böyle devam eder.
Satmışım anasını,
Hem de telsizlerin sisli havasını,
Mis gibi çam kokusu varken
Beştepenin tepelerinde.
Atamın ormanında.
Kaçamakları güzel olurdu
Çarşamba günleri,
Çamlar altında.
Bir o kadarda aşk kokardı,
Kuru havuz başında.
Beşiksiz salıncak.
Şimdi gıpta ile bakarım tepeden
Ankara’nın Ulus’una, Kızılay’ına.
Birde hasret duyarım
Bayram tatillerinde
İşporta kasalarının paslanmaya
yüz tutmuş çivilerine.
Bilmem kaç kere batmıştı da
Akan kanı emmek
Ana sütü gibi tatlı gelirdi
Aç karnına;
Buram buram susam kokan
Simit fırını önünde.
İşte o çocuk,
Büyümüş çocuk.
Şimdi satar Telsizlerin
duman çökmüş havasının
anasını, avradını.
İşte yine elinde naylon poşet,
İşte aynı çocuk.
Satacak yine Telsizlerin anasını,avradını.
Ama tek farkı belki de,
Çekirdek çuvalı yerine,
Sırtındaki boya sandığı tek dayanağı.
Ayakları suyun içinde
Yine vıcık vıcık.
Nevzat Seçen
Bu Bayramda
Bir bayram, bir bayram daha,
Yüzler gülsün bir bayram daha.
Yorulduk, asık suratların ışığında.
Bize gülmek yakışır, bu güzel bayramda.
Hakkımız olmalı bayram yapmak,
Bereketle doldu ramazan sonunda.
Yolda, izde, Müslüman’la öpüşmek,
Yakışır bize, bu güzel bayramda.
Bayram sabahı, secdeye varmak,
Her Müslüman’ın özlemidir içinde.
Namazda aşk ile yan yana durmak,
Cennet özlemidir bu güzel bayramda.
Küçükleri sevindirip, büyükleri anmak,
Fakiri kollamak görevidir Müslüman’ın.
Ana babanın hayır duasını almak ,
Herkese nasip olur, bu güzel bayramda.
Erdik çok şükür, işte erdik bayrama,
Çoluk, çocuk, genç ihtiyar yan yana.
Nevzat’ta mutluluklar diler tüm vatana,
İnşallah sevgi tohumu ekilir, bu bayramda.
Nevzat SEÇEN