21
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1281
Okunma
Tamamen bir kurgudur. Ne zaman şiirimde şarap geçse, dostlarım bana
içiyor musun diye sorar. Mavi gözlü bir kadına şiir yazdığımda, "-aramızda kalacak
anlat hikayesini söz-" dediler.
Adı üzerinde bir monolog işte
Tavan arasından bir yer ister şair.
Biraz da sevgi,
Leylâ’nın gönlünde
Aman efendim kim demiş!
Neredeeeeeeeeeeee……?
Leylâ dediğin yan bile bakmaz,
İşsiz güçsüz, parasız, pulsuz,
Mecnun denilen birine.
Bilmez misin?
Onun gönlü Kaf dağında.
Sen gönül adamısın!
Otur oturduğun yerde!
Ya bodrumda,
Ya da farelerin arasında,
Çatı katında.
Masalları sen yazarsın!
Destanları sen!
Ne çabuk unuttun?
Leyla’da senin
Uyduruk bir hikâyen sadece.
Haline şükret
En azından yaşıyorsun
............
İyi de ...
Duvarlar bile bana dargın.
Takvim savruk.
Tablonun boynu bükük.
Saat durmuş.
Üstelik, guguk kuşu da ötmüyor artık.
Pili bitmiş.
Gam seni,
Rutubet de eşyanı eritmiş,
Bitirmiş.
..............
Bırak bunları şimdi
Bak şehir horluyor
Gecenin bir yarısı
Sen de uyumalısın
Dediğimde
Kapatırken perdeyi
...................
Ah şimdi de
Bir kadın soyunuyor.
Tam karşı pencerede.
Anadan üryan.
Aman tanrım!
Bu ne?
..............
Takvim-tablo
Yerli yerinde.
Saat çalışıyor.
Guguk kuşu da ötmede.
Oldu olacak
Şiirime de gir bari ey kadın!
İmgeler tatlansın.
Kelimeler vurulup birbirine.
Öpüşüp koklaşa sevdalansın.
Yalnızlığım mı?
-Boş ver canım üzerime mi aldım?
Celâl Çalık