ŞEYDA DİLLERİNE KURBAN OLDUĞUM..2..!!


Kalmadı baharım tez bitti yaz’ım
Çağırırım sana varmaz avaz’ım
Hep seni çalıyor durmadan sazım
Şeyda dillerine kurban olduğum

İnan’ki bu gönül sensiz olmuyor
Sen gideli kulaklarım duymuyor
Bu can bu bedene gayri uymuyor
Şeyda dillerine kurban olduğum

Artık benim tadım tuzum kalmadı
Boşa koydum dolmaz dolu almadı
Bir’kez olsun kimse halım sormadı
Şeyda dillerine kurban olduğum

Akıl gitti serden bir serseriyim
Sen gideli ne ölü nede diriyim
Ben sana tutuklu Mecnun biriyim
Şeyda dillerine kurban olduğum

Hep seni söylerim türküde saz da
Biraz rahatlayım bir haber yaz da
Sensiz tad bulamam şarkıda caz da
Şeyda dillerine kurban olduğum

Der DURAK’ım artık YÂR aklım ermez
Sensiz şu dünyayı gözlerim görmez
Sevene hasretlik bu kadar sürmez
Şeyda dillerine kurban olduğum

Durak YİĞİT
Gönüllerin Şairi
KOCAELİ



Vurgun Yürekli Gardaşım ,

Bir Sevgili neden şeyda dilli olur ve neden o şeyda dillere kurban olunur ? Burada sonsuz derecede ifade edilmesi zor olan bir bağlılık, bir kara sevdalılık ve derin mi derin bir AŞK var ama ulaşılması zor olan bir AŞK... Zamanında gülüne hasret kalmış gibi şakıyan bir bülbül misali Sevgili hem de yüreğe yazılmış ve kazılmış Sevgili varken, şimdi avaz avaz bağırıldığı halde duymayan ve geri dönmeyen bir şeyda dilli var. Kurban olduğum derken, insanın sanki ciğerini sökercesine bütün benliğini alıp götürüyor. Yürek , anlaşılmaz acılar ve feryatlar içinde çırpınıp duruyor ama kimseler duymuyor. Deli divane olan gönül , hiç kendinde değil. Duymuyor, görmüyor ve beden bedende değil. Ahh şeyda dilli bir duysa , bir görse şeyda dillisine öyle bir kurban olacak ki, Hz. İbrahim Peygamberin oğlu İsmail'i , kurban etmek için sunağa yatırdığı gibi , boynunu uzatacak ve al canımı , sana kurban olsun, kurban olduğum diyecek ammaaa hani nerede ?
Artık zaman geçiyor, eski tadlar, eski şakımalar yok. Yalnız, yapayalnız. İnsanın sağında solunda kimselerin olmaması ne de hazin. Bağırsan, imdaaat desen duyanın olmaz. Dımdızlaksın, kendi başınasın. Şeyda dilli de yok ! Halini soran zaten olmaz, duyan olmayınca. Yalvar dur işte şeyda dilline ki, avazını duysun... Gerçekten hayat o kadar zor ki, yaşamak ama nasıl ? İmkansızlıklar içinde yaşamak, dalsız budaksız yaşamak, yok yok olmaz, olamaz benim can Gardaşım, yüreğim ve duygularım paramparça . Dün dinlemiştim ve yorum yazacaktım ama acil bir işimiz vardı. Annem gibi sevdiğim ve saydığım bir can Hakka yürümüştü. O'na gittik ve yazamamıştım , şimdi yazıyorum ama binbir türlü hisler ve duygular içinde , gözüm dolu dolu yazıyorum. Fazlada yazamayacağım, güzel Gardaşım, beni anlamanı istiyorum.

Her zaman taktirimdesin. Senin bu yazdıkların hangi gönüllere dokunmaz ki, şimdi bana dokunduğu gibi... Yüreğine, kalemine ve sesine sonsuz sağlık dileklerimle...


Dostça sevgilerim, saygılarım ve muhabbetlerimle...