Gel otur diyorsun anlat birazcık… Nedir ki kalbinde gizlenen gaye; Ben beni kaybettim hayat yolunda; Elimde kalanlar uzun hikaye…
Uğrunda ben gibi yanan oldu mu? Kaşına, gözüne kanan oldu mu? Her nefes alışta anan oldu mu? Kandığım yalanlar uzun hikaye…
Gözlerin önünde seçtiğin hasım; Neş’eyle küsülü hüzünle hısım; Açtığın yaralar hep kısım kısım; Ettiğin talanlar uzun hikaye…
Suçunu beyana kalkışsa kelam; O anda kırılır dert dolu kalem; Gönül heybemizde taşınır elem; Falanlar-filanlar uzun hikaye…
Güftesi ayrılık olan şarkıyı; Bestesi isyanla dolan şarkıyı; Kahrından dillerde solan şarkıyı; Zevk ile çalanlar uzun hikaye…
Ali ALTINLI – 27/04/2012 Saat: 22:56
Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiirinizin çok güzel olduğunu söylemeliyim. Siz belli bir seviyeyi tutturmuş ve o seviyeden aşağıya inmeyen usta bir kalemsiniz. Size yorum yazarken, gösterdiğim hataları gördüğünüzü, bunları bildiğinizi düşünüyorum; ancak böyle basit hatalara neden düştüğünüze bir anlam veremiyoruum.
"Uğrunda ben gibi yanan gösterin; Kaşına, gözüne kanan gösterin; Her nefes alışta anan gösterin; Kandığım yalanlar uzun hikaye…"
Bu dörtlüğün kendi içinde hiçbir kusuru yok. Sesiyle, mimarisiyle güzel bir dörtlük; ancak onu şiirdeki yerine koyduğunuz zaman birden bire yabancılaşıveriyor ve şiirin genel havasını bozuyor. Şiir boyunca birilerine (zayıf ihtimal sevgiliye) yakınıp duruyorsunuz. Hepimizin hayatında buna benzer hikayeler var. Bizi kalbimizden yakalaması bundandır şiirin. Yukarıya aldığım dörtlükte muhatap değiştiriyorsunuz. Gerçi edebi sanatlarda 'iltifat' denilen buna benzer bir sanat var; ama burada yaptığınızla o sanat arasında bir ilgi kurmak zor. Bu sanatı o dörtlükte yapabilmeniz için o dörtlüğün ikinci dörtlük olmaması, daha önceden çektikleriniz hususunda epey dil dökmüş olmanız gerekiyor. Ayrıca iltifat sadece bir dörtlükle sınırlı kalmaz. İltifatı yaptıktan sonra da birkaç dörtlük yazmanız, ondan sonra tekrar eski muhatabınıza dönmeniz gerekiyor. Bu sanatı edebiyatımızda başarılı bir şekilde uygulayanların başında Mehmet Akif geliyor. İstiklal Marşında, Çanakkale Şehitlerine başlıklı şiirinde bunun güzell örnekleri var. Diyeceğim, o dörtlükte üçüncü çoğul şahsa hitaptan vazgeçmenizdir. Onu da ikinci tekil şahsa uygun şekilde yazınız. O zaman şiirde bütünlük sağlanır...
Umarım meramımı anlatabildim...
Saygı, sevgi ve selam ile..
cinar39 tarafından 4/29/2012 9:53:38 AM zamanında düzenlenmiştir.
Evet, onu ben de aynı şekilde düşünmüştüm... Tabii ki ben sadce ikaz ederim; yoksa 'şunu söyle yazsaydın' deyip de yazmayı şaire hürmetsizlik addederim...
Evet, onu ben de aynı şekilde düşünmüştüm... Tabii ki ben sadce ikaz ederim; yoksa 'şunu söyle yazsaydın' deyip de yazmayı şaire hürmetsizlik addederim...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.