Yine o deniz fenerinin altındaydım bu akşam
Ellerimde yanık bir tütün kokusu
Sessizdi,durgundu deniz, susmuştu adeta
Hissediyordum yavaş yavaş yanlızlığı ilk kez
Balıkçı teknesinden bir ses , efkaramı gelmiş ne bu balıkçı !
Tanrı istemezse yaprak düşmezmiş
Tanrı istemezse insan ölmezmiş diye bir şarkı söylüyor,
Hiç aklıma gelmezdi , gülümsedim birden
Yavaş yavaş uzaklaştı sonra pancar motorlu o tekne

Beni farketmemiş olmalı, orta boyda bir martı
Biraz uzağımdaki kayanın üstüne kondu
Tündü iyice, sonra etrafına bakındı ve beni gördü
Kalkmaya yeltendi önce sonra dönüp bir daha baktı bana
Kalkmadı , şaşırmıştım , bana bakıyordu
O da sezmişti durgunluğumu

Bir süre sonra bir martı daha yaklaştı uçarak
O görmüş olmalı ki beni konmadı
Diğerine işaret edercesine uçup durdu üstümüzde
Ve kayadaki martı da uçup gitti
Hayat işte dedim kendi kendime

Denizi izledim uzun bir süre, karşı şehirdeki ışıkları
İzmir anlıyordu beni , kraliçe smyrna nın ruhu bu şehirde biliyordum
Ama teselli etmedi beni bu akşam o da
Sonra martı geldi aklıma
Gökyüzüne baktım yine
Ve o zaman anladım martının neden geldiğini
O güzel yıldızın baştan beri beni izlediğini
Sanki benim için parlıyordu bu akşam o güzel yıldız
Sevgi ile bana bakarken gözünden akan yaşı gördüm
Uzaktı ve çok güzeldi
Konuşmuyordu ama çok şey anlatıyordu

’Bazen görmek istediğiniz şeyler
Gökyüzünde bir yerlerdedir
Sadece başınızı kaldırıp bakmanızı isterler
Evet sadece bu yeterlidir’

O yıldız,
Uzaktı ve çok güzeldi
Uzak ve çok güzel
Çok güzel