Tarifin yapayım biraz İl´imin
Doğanın Cenneti Artvin´im hey hey
Anlatayım döndüğünce dilimin
Serhat şehri benim Artvin´im hey hey

Kafkasör´de boğaların güreşir
Gençlerin var okumakla yarışır
Şu Çoruh´a ne dereler karışır
Suların buz gibi Artvin´im hey hey

Şehir girişine kale´n kurmuşsun
Birlik olup düşmanına vurmuşsun
Yurdumuza ne evlatlar vermişsin
Yiğitler meydanı Artvin´im hey hey

Aratmazsın İstanbul´u bilirim
Toprağımsın ara sıra gelirim
Çaydan fındığından nasip alırım
Hopa´nın kardeşi Arhavi hey hey

Karagöl yaylası Bilbilan dağı
Alabalık orda ne tatlı yağı
Git gör imrenirsin meyveyi bağı
Efkari´nin yurdu Ardanuç hey hey

Keresten biçilir yanı başında
Köprü orta yerde asır yaşında
Balın çeşit çeşit olur aşında
İl’imin incisi Borçkalım hey hey

Çay fındık besliyor insanlarını
Cankurtaran çok az siler kar’ını
Deniz kenarında aldın yerini
Limanınla öğün Hopalım hey hey

Sanada kaymakam yaptılar tayin
Yediye çıkardık İlçeler sayın
Murgul´un basması ne güzel oyun
Bakır sende çıkar Murgul´um hey hey

Kaçkar eteğinde aldın yerini
Lezzetli patates boldur ürünü
Yetiştirir okumakla erini
Öğretmen yumağı Şavşat´ım hey hey

Herkes bilir dönerinin tadını
Duyurmuştur her tarafa adını
Terbiyeli eve bağlı kadını
Âlem sana hayran Yusufeli´m hey

ŞEREFLİ’ de oynar Atabarı´ndan
Nasip alır yağmurundan karından
Şimdi özlemini çeker derinden
Nasipse gelirim Artvin´im hey hey