2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1237
Okunma

korkularımı
sensizliği kurşun edip vuruyorum şafak vakti
bal damlası gözlerdeki gökkuşağı sevinçleri yok sayıp...
balıkcı kasabasının mor düşmüş dağlarına yaslanıp
senli düşlerimi soyunuyorum üryan kalıyorum gecenin en mahreminde...
şimdi...
sarı papatyalar derdiğim zülüflerini gizemli yamacında
sen kanıyorum oluk oluk içmde yıkılan mabedin sunağında can veriyorum...
dağlar cüceleşiyor
düşüyor da saçılıyor parmak uçlarımdan beş taş misali
ve ben kanıyorum kan kusuyorum notasız senfoni sesizliğinde...
aldırmıyorum
ayın parıltısına yıldızların şağşağasına
aşk soluduğum dört duvar yıkık virane şimdi
mor ortancalara bakan verandanın kuytusunda sevinç öldürüyorum...
içime kanayıp
içime susuyorum
ölüme yatmış toprak kokulu nefti bakışlarım susuyor...
dudaklarının tadını
öpüşlerimin hafızasından kazıyorum
yatağıma tenime sinmiş kokunu topluyorum göz yaşıyla yıkayarak...
düşlerimden kaçıp
rüyalarıma sığınmış gülüşleri hibe ediyorum sensizliğime
kumsaldan toplayıp ay bulayıp gök yüzüne astığımız yıldızları döküyorum
bir de göksuya serili yakamozları birer birer öldürüyorum şimdi öldüğüm gibi...
Hasan ODABAŞI
5.0
100% (5)