0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1076
Okunma
Ya yarın, yarın ne olacaktı
Daha bir bağlanacak daha bir sevecektik;
Yoksa öyle değil mi?
Gecenin pusu üzerimize çökecek…
Gazete kâğıtları üzerimize serilecekti…
Bir aşkı daha boğacaktık ellerimizle…
Ardından derin bir rüzgâr,
getirecekti seni bana
mor kanatları, mah suni gözleriyle
sular biraz daha dalacaktı değil mi?
hayallerimize…
Oturup, bir fincan kahve daha
seyrine dalacaktık cihanın
ya bu koca cihan alacaktı bizi
ya da biz verecektik ellerimizle
masumiyetimizi!
Saçları rüzgâr, bir kısrak olacaktı ayrılık
vurdu mu ayakları yere toprak ağlayacak,
ağlayacaktı değil mi, koca cihan?
Sen bir martıyla seslenecektin
var gücünle bana…
Birlikte simit attığımız martılar bile
nankörlük edecekti bu aşka!
Ama sen değil, öyle değil mi?
her gün önünden geçtiğimiz büyük kemerli saat
o nasıl görmeyeli? sıhhati yerinde mi?
o kısrak onunda hayallerini götürdü değil mi
bu şehir seni benden aldıya ya nefretim bu şehre
sen yokken bu gökyüzü mavi olsa
sular her gün çağıldayıp aksa ne yazar
aşk,senin olmadığın her yerde aldığım nefes
boynumda bir urgan, göğsümde ziyan..
Keyfe keder bir sevişin kurbanı ise
bu şehrin ışıkları…
Tutamam artık seni ve gitme vakti.