Hey gidi Orhan Veli
Velinin Oğlu!
Sesimi duyuyor musun?
Şeytan diyor ki bağır bağırabildiğin kadar.
Tarifsiz kederler içindeyim
Biliyor musun?


Her şey güneşli bir günde
Birdenbire oldu
Birdenbire aşık oldum
Beni bu güzel havalar mahvetti…


Biliyorum, kolay değil yaşamak,
Gönül verip türkü söylemek yâr üstüne;
Kolay değil uzaklara dalıp şarkı söylemek
Kolay değil, sevgiliyi sandala atıp
Ruhumda hicranını söyletme hikayesi?


Gün olur alır başımı giderim
Yıldız ışığında dolaşırım geceleri,
Gündüzleri gün ışığında ısınırım.
Kalbim okla yaralı,
Kafam karmakarışık.
İn miyim
Cin miyim
Bilemiyorum.


Hey gidi Orhan Veli,
Veli’nin oğlu…
Şiirdaşım, can yoldaşım…
Ağlasam sesimi duyar mısın?
Sevmek uğruna döktüğüm gözyaşları
Sel oldu,ırmak oldu…


Ahh neydi gençliğim
Nerde böyle hüzünlenmek o zaman;
İçip içip ağlamak,
Sevdiğim
Meyil verdiğim nerde?
Nerde hüzünlenmek o zaman…


Bazen sahilde yürürken
Kendi kendime gülümsüyorum.
Sonra diyorum ki at kendini denize…
Bilmezler sevda çekmeyenler
Bilmezler yalnız yaşamayanlar.
Bu öyle bir dert ki
Dayanılır şey değil.


Sonra Süleyman Efendi’yi düşünüyorum.
Hani o çirkin yaratıldığından bile müteessir olmayan.
Hala yatağı sıcak…
Yaşamak kolay değil,
Bu dünyadan ayrılmak da…


Hey gidi Orhan Veli,
Velinin Oğlu!
Handan hamamdan geçtik
Ama yardan vazgeçmedik.
Bu sevda bana zor gelir.
Dayanamam.


Şiir yazıyorum,şiir üstüne
Şiir yazıyorum senin üstüne
Bir türkü tutturmuşum yârin üstüne:
``İstanbul’un orta yeri sinema;
Garipliğim, mahzunluğum duyurmayın anama;
El konuşur, sevişirmiş; bana ne?
Sevdalım
Boynuna vebalim!”


Hey gidi Orhan Veli
Veli’nin oğlu!
Sevdaya mı tutuldum ne!...
Sen garip, ben garip
Bir de rakı şişesinde balık olsam.



Saklı Şair (Suat TAŞTABAN)