Kalbe girip otağını kurduysa,
Aşkın kitabına mühür vurduysa,
Bin türlü çileyi başa sardıysa,
Sen bu sevdalara, nasıl git dersin?

Bir kış günü gelip kapın çaldıysa,
Hasta oldun, baş ucunda kaldıysa,
Bir tatlı söz ile gönül aldıysa,
Sen bu sevdalara, nasıl git dersin?

Sarılıp da bir öpücük verdiyse,
Sîne üzre saçlarını serdiyse,
Aşk bağından gül-karanfil derdiyse,
Sen bu sevdalara, nasıl git dersin?

Damla damla yağmur olup aktıysa,
Şimşek olup yüreğinde çaktıysa,
Ceylan gibi melûl melûl baktıysa,
Sen bu sevdalara, nasıl git dersin?

Sevgiyi tartacak bir ölçün mü var?
Ancak bir zâlimdir, sevdaya kıyar,
Bu yazdıklarını âşıklar duyar,
Sen bu sevdalara, nasıl git dersin?

Gözyaşları yalancıktan dökülmez,
Kök salmışsa eğer, ağaç sökülmez,
Gülizâra bil ki, zakkum dikilmez,
Sen bu sevdalara, nasıl git dersin?

Gider ise, yıllar yılı unutur,
Göz yaşların kor yastıkta kurutur,
O dargın kalbini nerde avutur?
Sen bu sevdalara, nasıl git dersin?

Ona söyle: “Sen her mevsim baharsın,
Şu yanan bağrımda alevsin, harsın,
Bitmeyen sevdamsın, bana tek yârsın,”
Sen bu sevdalara, nasıl git dersin?

Gel git deme, bu sevdayı bitirme,
Şair ŞOLA ümidini yitirme,
Vuslat mevsimini güze getirme,
Sen bu sevdalara, nasıl git dersin?
Bu kara sevdaya, git diyemezsin.

Şair ŞOLA: İhsan ŞOLA – Şair-ANKARA

NOT: Ankaralı Şair arkadaşım İhsan ŞOLA bey bir şiirinde "sevgiliyi bırakıp giderim" demesi üzerine bu şiir kaleme alınmıştır.