14
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
4744
Okunma

Bir güle meftûn kaldık kalpten kalbe geçeli
Bağrımızı beş parça önünde açar olduk
Kader budur diyerek onu bize seçeli
Kara kıştık yeniden râyiha saçar olduk
Zamansız dedik sevda,gizledik ar’ımızdan
Her zerreden bir ateş yükseldi hârımızdan
Rüzgar ses vermeyince ay yüzlü yâr’imizden
Kanat takıp çaresiz göklerde uçar olduk
Renkler rengi değişti mevsimler bir bir aktı
Ay utandı geceden yüzüne peçe taktı
Âsûmân yazık dedi bulut matemle baktı
Yalnızlığa vurulup gölgeden kaçar olduk
Açmadı yok bir eşi gülistânda güllerde
Yalnız ruhumda buldum,ateşimde küllerde
Mecnûn dediğin ne ki asıl benim çöllerde
Çöller benim içimde asasız geçer olduk
Bilemedik vurgundur,hicrândır ateş -nardır
Gönül huma kuşudur sevilecek yâr vardır
Bir gevher-i yekpare gamze yanak leb hârdır
Efkâra hu diyerek handeler saçar olduk
Vuslatsız sedâmıza nice ağıt yakıldı
Kurt, kuş avazımızı duydu dertle yıkıldı
Alnımıza firâkın kurşunları çakıldı
Elde hasret orağı çileler biçer olduk
Dostlar bizi bilmedi ağyâra ses vermedik
Bağban olup cânânın bağından gül dermedik
Heyhat aktı ömrümüz lahzâ sefâ sürmedik
Yola revân olalı ateşten naçâr olduk
Hey Makberî bahtını yıkan felek elidir
Bülbüle gün vermeyen onun yanık dilidir
Etme asla şikayet sevda çile yoludur
Kendimize muhacir gurbete göçer olduk
Makberî - Ahmet Akkoyun......15/10/2007.....00::05....İst