Hoşça kal

Çığlıkları/mızla sağır olan şehirler
Sokaklarında bize bulaşan çamur!
Kaval sesinde acı/mızı bulduğumuz yaylaların:
Hoşça kal iki gözüm

Sol yanım,
Kalbimin tam üstü!
Yalanım, gerçeğim
Ve hey(e)canım ölümüm
Hoşça kalın iki gözüm

Ey dört mevsim
On iki ay
Sayılı günlerim
Deniz mavisi
Ve ey rotasız teknem
Hoşça kalın iki gözüm

Sevdiğim yavrum
Çocukluğumun:
Derin hatıralarımın boncuklu oyuncakları
Yamalı pantolonum yırtık önlüğüm
Hoşça kalın iki gözüm


Çilek kokulu silgilerim
Güzel yazı defterlerim
Ders kitaplarım
Okul sıralarım
Hoşça kalın iki gözüm

99 defa salâvat gibi barış diyen annem!
Dağları mesken tutan savaşan gerilla!
Dili yasak halkım!
Dikenli tellerle sarılı coğrafyam!
Hoşça kalın iki gözüm

Ey ölümsüz çocuklar!
Uğur/um ceylan/ım ve daha nicelerim!
Bedenleri çıra gibi tutuşan yoldaşlarım!
Hoşça kalın iki gözüm

Hoşça kal gökyüzündeki milyon yıldızlar
Denizde sevişsen martılar
Ağaç kabuğunda yuva kuran kuşlar
Tellere takılan uçurtmalar

Hoşça kal…
Kaçak çayım
Kızıltepe tütünüm
Mardin’in ışıklı panoları
Diyarbakır’ın dev surları
Cizre de sevda efsanesi mem u zin
Bitlis’te beş minare
Bingöl’de yüzün yayla
Dersimde şeyh seyit isyanları
Hoşça kal baştan sona sınır telleriyle boyalı Nusaybin

Hoşça kal
Cennet kokulu annem
Elleri nasırlı babam
Özgürlüğe susamış kardeşim bacım
Yüreği sevda aşk kokan eşim
Çikolatası ağzına yüzüne bulaşmış çocuklarım

Hoşça/kalın...

Salih DURMUŞ