25
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
2412
Okunma
Hükümdar ülkesini gezmeye karar verdi
Toplayıp maiyeti günü yollara serdi
Yolunun üzerinde gördü garip bir köylü
Atmışı geçmiş adam görünür hayli, soylu
Dedi hükümdar ona ’babacığım rast gele
Yanıma yanaş az da soluklanıver hele’
Yaklaştı bizim köylü ’aleyküm selam’ dedi
Nerden gelir nereye gidersin ağam’ dedi
Sen bırakta bunları, kararmış bak yamacın
Nedir bu fidanları dikmek teki amacın’
Köylü şöyle bilgiççe hükümdara bakarak
Elindeki fidanı toprağa da kakarak
Cevap verdi ’ey yiğit fidanları dikersem
Mirasım olur benim bu dünyadan göçersem’
’Belki yiyemiz biz dikilen meyvaları
Bizden sonraya kalır verdiği ayvaları’
’Nasıl ki biz atadan kalanlarla yetindik
Bizden sonraları da dolayından düşündük’
Hükümdar düşündükçe hayret etti cevaba
Lakin ’katkımız olsun’ işlenecek sevaba
Vezirine dönerek hemen emir buyurdu
Şu gariban köylünün kesesini ayırdı
Bizim köylü sevindi gördüğü bu gidişe
Kendi kendine şaştı hayret etti bu işe
Hükümdara dönerek’ hikmete eren erdi
Bizim fidanlar daha şimdiden ürün verdi.’
Hükümdarın daha da gitti bu söz hoşuna
Bir kese altın verin gitmez boşu boşuna
Bunu gören ihtiyar sevinç ile başladı
Ne kadar sözü varsa sıra sıra taşladı
’Hükümdarım meyvalar senede bir verirler
Bizimki sayenizde çifter çifter gelirler
Üçüncü keseyi de hak etti öncelikle
Fakat vezir araya tez girdi böylelikle
’Aman sultanım yavaş bu ihtiyar ne diyor
Her söylediği söz ile bir kese altın yiyor
Hemen gidelim burdan derhal uzaklaşalım
Kaldık haddinden fazla biz şehre yaklaşalım
Yoksa bu garip köylü fidanları dikmeden
HAZİNEYE DARIYI EKECEK gecikmeden.’
yasemen akyürek
ANKARA
5.0
100% (21)