1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1237
Okunma
Sana ne çok şeyi söyleyemedim bilir misin?
Çünkü sen içimdeki derin sandıklarda kilitlisin.
Sen yıldızların dünyaya şahitliği gibiydin
Sen İstanbul gibiydin, gittin..
Gelişin öyle heybetliydi,
hem de öyle rakik
Aldın mı ellerimi kalbine
Kirpiklerim yere doğru eğilirdi sessizce
Bakamazdım gözlerine
Kapanır giderdim gün ortasında
Üzerime gölge giyer gibi
Gittin ya
Bu defa içime soğuk rüzgarlar giydim
İçime sokulmak isteyen üşüyor, kaçıyor
Ellerimse eskisi gibi güneş almıyor
Güzeller süslenip süslenip sokaklara çıkıyor
Hava güzel buralarda aslında
Bakma sen benim yüreğimi yalnız bıraktığıma
Ben sokaklara çıktım mı
Yolları temizliyorum gözyaşlarımla
Bakanlar şaşakalıyor
Gülmeleri yarıda kalıyor
Çıkmıyorum o şaşkın sokaklara
Şimdi bana seni hiç sorma
Ayrı bir halin vardı her halükarda,
ayrı bir ışığın,
O dar sokaklardan nasıl da koşar gelirdim
Işık hızıyla yanına varınca soluklanırdım
Rahat bir nefes alınca
Dün öyle bir gidesim geldi o gittiğimiz yerlere
gönlüm kaldırmaz dedim, gidemedim
anlatamadım kimselere
diyemedim hiçbir kelime
kaçtım sanki
tıkıldım kaldım bir odaya
ne rüzgar beni gördü ne ben rüzgarı
ne güneş vardı penceremde ne de bir gün kızıllığı
söylesem sen bile anlamazdın inan ki
sen gidince İstanbul tıpkı kurumuş bir gül gibi
bu yaşamak dedikleri nedir ki
günler hiç yaşanmaya değmezmiş gibi
yaşamıyorum sayıyorum sen gittin gideli
Anlasana senin nefes alışın bile İstanbul gibiydi..
Söze bir girizgah ile renk katar
gönlü her daim hoş tutar,
çocukları severdin.
Çünkü sen İstanbul gibiydin
Haberlerini aldım
Oralarda iyiymişsin
sevmişsin oraları,
epey de şenmişsin
Sordum, o sadece gece uçan kuşlara
Sustular, sustum.
Cesaretimi topladım
günler sonra bir gün yüzü gördüm:
sokaklarda adımladım
kaldırımlara sordum;
ağlasam anlarlar mıydı ki bu ağaçlar,
bu şaşalı cadde
düşen katrelerimde topraklar sensiz öyle güzel kokar mıydı?
bir kelam etsem dertlenirler miydi benimle?
benim gibi sevebilirler miydi seni?
yüreğini koyabilir miydi ortaya?
senin gibi bakabilirler miydi gözlerime?
Bilmiyorum.
İnan, kendimi unuttuğumdan beri
Kesildi aklımın ipleri.
Belki de yanılgıya düşüyorum
sadece kendimce yaşıyorum
Peki ya ellerinin öyle titreyişi
uzakları yaren edemiyorum deyişin?
onlarda yalanlar mıdır ki?
Sevda deyince gülüyorlar şimdi
sevmenin gülünecek ne yanı vardır ki
bizi var eden sevmeler değil miydi
Yoksa onlar İstanbul’u yaşayamıyorlar mı biz gibi
Bak, yine içime bir ‘sen’ geldi
Seni sensiz yaşıyorum İstanbul’da
Yaşayabildiğim kadarıyla işte, anla
İstanbul’da denizin rüzgarlarında yol bulup
ona varıyorum
kıyılara gidiyorum yine
denizlere boşalıyor içli haykırışlarım
onlarla birlikte karışıyorum sensizliğe
yanaklarımdan süzülüyor bir kaç katre
yere düşüyor yavaş yavaş bir kaç kırık dökük hece
seni diyemiyorum ben kimselere
bir İstanbul biliyor, bir de o gece
Yanılıyor muyum yoksa?
bu bahsettiğim İstanbul
o şiirlerdeki eski İstanbul mudur?
Yaşanmamış anlar gibi midir yoksa tüm bunlar?
Bir ütopyadan mı ibaret hepsi?
eğer öyleyse eski İstanbul,
Eski sen,
Yani sen,
Sahi sen benim şehrime hiç geldin mi?
Cemile SÖNMEZ
5.0
100% (2)