16
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2198
Okunma
Asi’nin seyir defterinden
Tarih düşüyorum miladıma
13 Mayıs 2006...
Bu sabah rüzgâr dinmiş
Deniz durgundu gözlerimde
Kaptan köşkünden aşağı baktığımda
Küpeşteye serilmiş tayfaların
Kısık kahkahalar arasında
Şakalaştıklarını görüyorum
Dalgaların yakamozlarla seviştiği
Bu coğrafyada
Kaybolmuştuk hep birlikte
Kimin umurunda
Pusula şaşkın
Dümen kırıkmış
Kutup yıldızı küsmüş geceye
Mehtap yorgun...
Yelken yırtık...
Nefes alışverişler
Hazin bir tempoda
Ne zaman bitecek
Bilinmeyene yapılan bu yolculuk
Ne zaman...
Fırtına öncesi sessizliği sarmış her yanı
Önce akıl doğruldu yerinden
Ardı sıra diğerleri
İniltiyle karışık bir sesle sordu
Nedir bu hal ey göz
Sen de farkında mısın gördüklerimin
Göz kulağı gösterdi akıla...
Neler duydu anlatsın bakalım sana
Ne zaman akşam iner sulara
O ay yüzlü mehtapla başlar
Gel-gitler
Derinlerdeyim derken
Birden oturursun karaya...
Asi’nin tarih düştüğü seyir defterine
Yedi ay eklendi
Ne fırtınalar
Ne kasırgalar yaşandı da
Şu gemi gel-gitlerin arasında
Sersem kuşlara döndü
Ve nihayet 5 Ocak 2007...
Bir intihar ikindisinde
Karaya oturan gemi
Acı çığlıklar arasında
Suya gömülüp gitti.
Aşkın batıkları vururken sahile
Şimdi denizkızları eşlik eder bu masala
Bazen de yaklaşıp usulca
Denizin kumsalla sevişmesini izlerler
Gizlice...
Gün ola-devran döne
Senin de canını yakarlar
Günün birinde...
Asimaral...05.EKİM.2007