5
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1067
Okunma
Bir yılan iyice, elden ayaktan düşmüş;
Halsizlikten sinekler, hep başına üşüşmüş .
Av bulma umuduyla, zar zor kalkmış yerinden;
İnmiş dere boyuna, bir of çekmiş derinden!
Kurbağanın birisi, acır onu görünce;
Yılan boynunu büküp,ağlarken ince ince
Eskiden der burada :"Ne güzel avlanırdım
Karnım doyardı her gün, semirip tavlanırdım"
"Geçti artık o günler ;şimdi artık sefilim
Vakit saat doluyor ;ölümüme kefilim"
Kurbağa olanları ,kralına anlatmış;
Yılan da yalanına, yenilerini katmış .
Kral kurbağa kalkar; doğru gider yılana
O da başka yalanlar, katar eski yalana.
Geçen beddua etti ,karşı köyün hocası,
İstemeden ısırdım, hemen öldü amcası,
"Öyle alçal ki "dedi, binek ol kurbağaya!
İşte geldim kralım ,kalmazsın artık yaya.
Kurbağa hükümdarı ,bindi üstüne hemen
Öyle bir kasıldı ki yoktu böyle gerinen ,
Yılan sürünür ama kavuşur emeline
Her gün iki kurbağa geçer artık eline
Sarmaşık sarınarak ;sülükler kan emerek
Boş oturmak dururken ,çalışmaya ne gerek
Murat CANBOLAT
5.0
100% (2)