1
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1042
Okunma
yok sayıldığı varsayılan
yakılası yalanlarla
yıkıldı duvarları kalelerin
ve sıyrıldı sırnaşıklığı
arasından harabelerin
yakarken alazı
bir kez daha hissedildi yalnızlık
ortasında kalabalığın
-ah! ne de zor öğrenilirmiş
açmamak gerektiği kapıyı
her çalana-
çırılçıplak ihanetlerin söz geçmez ihtirasına vurgun
elinde zilleri gerçeği iğdiş edilmiş bütün yüreklerin
çekip gittiğinde silmiş sevgi bütün izlerini ardından
ve sessiz bir fırtınada haykırış olmuş
akşamların içinden geçen kısık sesli çığlık
şarkıların sesi şimdi nasıl da karanlık
dilbaz şiirlerime kilit vurduğumda anladım sahte sevişleri
üstelik sığıntı yüreklerde ne kadar yaşarsın ki susuz ve kimsesiz
silinmiş birer birer harcanan zaman aralıklarına koyulan her ünlem
ve parantez arası ayrıntılardan çıkan şeytana ortak şimdi
sessiz sinsilik
yalanmış meğer
dilinden dökülen masallarla gözlerimi yumduğum kolların
ışıkları söndürmeden beklemeli güneşin doğuşunu
ve dahi görmemeli hiçkimse ıslak anlarını suskunlukların
sahipsiz bundan böyle göz yaşlarım da kuraklığımda
kokmasın diye toprak yağmur sonrası gibi
toplarken kuruyan umutları bahçemden
bir başıma
atilla güler