2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1768
Okunma

gelme peşimden günahım gibi ey sevgili
gelme peşimden ey hülyalı geçmişim
gelme peşimden ey karanlık gölgem
en öksüz yalnızlığın kıyısında buldum kendimi
her geçen günün akşamında biraz daha yaklaşarak
tam da kalabalıklara karışmış koşarken
çevremde beni kutsayan dostlarım varken
ellerimden tutmuş çocuklarım eşim ailem arkadaşlarım varken
tüm kalabalığı ile en kutsanmış şehir varken
en öksüz yalnızlığın kıyısında buldum kendimi
bir yılan kabuğunu atarken
en kuytuda kimsecikler görmeden
utanırcasına soyunurken
bilmem kaç iklim yamalı gömleğini
gelme peşimden ey geçmişim
gelme peşimden ey karanlık gölgem
haziran yeli ile sıcaklık tüm yeri doldurduğunda
bu mevsimde ağrı dağı eteklerinde
her kayalıkta bir keklik zikre gelmiş şiir okurken
yayla zamanı, göçme zamanı
sarkmış dili köpeklerin
kurumuş ağzı çobanların
dönmesi olmaz artık her geçen anın
ey kanat sesleri ile anılarımı kanatan güvercin unut beni ne olur
ey sesi ile yüzüme denizin ekşi kokusunu üfleyen martı unut beni ne olur
ey yamalı gömleğim seni tenhada atsam ne olur
ey geçmişim aniden hafızamı yitirsem ne olur
ey sevgili beni bırakıp gitsen ne olur
ey yeni yaşım beni unutsan da gelmesen ne olur
en öksüz yalnızlığın kıyısında buldum kendimi
haziran yeli ile sıcaklık tüm yeri doldurduğunda
yeni bir yaşıma yaklaştığımı anladığım bu zamanda
*2010. Şehirler Çaldı Beni, s.56.
5.0
100% (1)