1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1361
Okunma

Ey Huseyn-i Can!
Kahpelikler gölgesinde
Dost olamam seninle
Yezid’in emrinde
Yürüyen uşak güçlere
Tek yürek sevda
Zeynep’le birlikte
Yeğenlerin geride
Hasret kaldın,
Kerbela çöllerinde
Bir içli yüreğe…
Suyun gölgesine
Hasret kalmış birine
Bunları nasıl anlatırım söyle,
Asla dost olamazsın benimle
Yüreğimi harcıyorum horca,
Hem de tepe tepe
Her gün renkli gecelerde!
Bu yüreğe,
Yiğitlik tohumları ekilir mi?
Yiğitlik bahçesi
Kerbela çöllerinde,
Sevdasız yiğitlik yeşerir mi?
Ölümden önce
Giydirelim bu gençlere
Şenlik var önümüzde,
Ölüm geldi
İşte düğün
Armağan bize,
Bu güzellikleri
Sen yiğitçe yaşadın
Tüm hücrelerinde
Ben dost olamam seninle…
Korkaklık var iliğimde
Hüseyin! Hüseyin diye
Aşkın yanarsa yüreğimde
O zaman işte o zaman
Gelirim belki yanına…
Rahat uyu,
Gelmesin sıcaklık mezarına
Bir damla suyu
Bırakmadılar dudağına,
Nasıl dost olurum sana
Söyle bu ahmak adama…
Ey Huseyin!
Yiğitlik tohumları
Yandı Güneşte
Kerbela Çöllerinde,
O tohumlar ulaşmadı
Emevi seddinden bu yana
Biz korkak tohumların
Filiz vermeyen çocukları,
Bilmiyoruz sana dost olmayı,
Batı başımızın tacı
Ne yapalım kader böyle yazdı(!)
Coniler kuşattı Bağdat’ı
Kemiklerini sızlatmayı bize bıraktı
Ey Huseyn-i Can!
Unuttuk hayatı yaşamayı
Pembe hülyalar süsledi, akşamları
Ruhlarımız bulandı,
Sildik Kerbelayı,…
Ey Huseyin!
Sen sen bize öğret ki,
Yiğitçe yaşamayı
Belki yüreğimiz anlar dost olmayı,
Ey Huseyin!
Yaramız derinde
Tuz döktüler yanıyor her yanı,
Dost olamadık sana
Kızma bu serseri uşaklara!....
Yıl:09.01.2005
Saat:19.30-20.00
Kuzguncuk/İST
EROL KEKEÇ
NOT: Bağdat’ın acılarına atfen yazılmıştır.
5.0
100% (1)