gerçek bir mesele gelirse önüne
durma hemen, durma itele
bir yabancı dilin var
bir yabancıydın zaten alınterine,
mektepte öğrendiğin yarım parmak hendese
çok mu lazımdı, sen gibi tilki bir mühendise

doktor bey midem bulanıyor
ne zaman çıksam önünüze,
kara bir kalem ve çarpık çurpuk alfabenizle,
elime tutuşturduğunuz reçetemde
bir soğuk neşter ve kuru bir pazarlık,
eyvah eyvah, yoksa ameliyat masasında mı kaldık?

kutsal meslek askerlik
batıda biraz küfürdür,
biraz dayak, biraz hizmetçilik
“bin atlı o gün çocuklar gibi şendik”
sınırda yıkık bir kulübe
ve ancak tabuttadır esenlik

önüm arkam sağım solum sobe
sayfasında gezdirir milleti
çıplak bir manken, yalan, dolan, hikaye
ağzında salyalar ve sahte neşesiyle
kalem tutan eller koydu,
boyalıdır basın, adı gazete...

kolunda tenekeden bileziği
çıraklar ustaların yerini almış
esnaf çoktan göç etti; bana sorarsan,
bu sonbaharın ardı karakış
yazık bu millete yazık!
yoksa kaderi irfansız mezunlara mı kalmış?

28.01.2012