6
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1053
Okunma

tanrılardan geriye kalan
bu dünya diyorum bu dünya
çöplük mezbelelik
alev topu yukarılar
lav pıhtısı bir derya
bu dünya diyorum bu dünya
uçurumun kıyısında
sonbaharın yapraksız dalında “yapma çiçek”
saçları kuşlak, gözleri yorgun
yağmuru tuzlu rüzgarı hızlı
yüzü haşlak
düşüyor düşüyor
tırkazlı göcekli kapılar ardına
yutulmuş adreslere düşüyor
korkular çavlanlar
ırmaklar anaforlar
eğreti uykulara karabasanlar üşüşüyor
yarasalar sırtlanlar
eteklerinden süzülüyor yılanlar
hangi birine teslim olacaksın
duru coşkuyla boğamadığın kanın
kurumuş kutsal salgıların hangi birisine
muhabbet tellallarının kalebendinde
kökler ayrık otu, dallar sarmaşık
ellerinde kara liste
sınırlar çizmişler kemiklerine
destursuz bedel biçmişler tenine
gönül kırgını
kader vurgunu “yapma çiçek”
hangi çuvala sığar dünya dolusu zibil
senin harcın değil
her gece defalarca öleceksin
daha kaç gece öleceksin
bu vebal sana ağır
bu mürekkep, bu hokka makbul değil
onca lekeyi nasıl sileceksin “yapma çiçek”
yapma, çiçek
Müsadenizle
5.0
100% (6)