9
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
2399
Okunma

yaralarımın şamatasız ağıdı sinerken yüzüme
hatırlıyorum ömrümün dar gelen yazgısını
yaşamın son ganimetine ramak kala...
karşılıyorum mübağlasızca korkularımı
kazandığım sancılarım bedenimi zorluyor
sözlerimi esir ederek boğmuşum kursağımı...
ölüme olan saygım insana eş değer
çarşıda kaç para beyaz kefen kumaşı
üşümeden, tüm ihtişamımla direneceğim...
kanasada gelinciğimin körpe katmanları
yetinirim avuçlarımdaki bir tutam sevgiyle
varsın teberru etsin hayat yanlışlarımı...
kuruyor genizimden boğazıma giden yol
eksilterek bedenimin sol yanını
yetecekmi ömrüm bir sade kahve içmeye...
tarifsiz acıyı susturup görebilecekmi ilkbaharı
gecikmiş bir düşü çıkartarak dehlizinden
yaşayabilecekmi sendelemeden eski acıyı...
f.h
5.0
100% (9)