1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1616
Okunma

sahipsiz çığlık...
yağmurlar dolmadan cehennem deresine
ve bulandırmadan Karadenizi
fidan boylu dal kadar
gencecik bir adamdı Haydar
düşmeden daha acı aşkın cenderesine
düşmüştü düş perisi peşine
baktı Berbat-oğlunun büyük şeceresine
baktı kara talihinin sesine
________________ve şeytanın nefesine
soğuk demir değse insan tenine
___________________tımarhane de
tımar edilmeyen kundakçı deli Edip
ve mezarı bilinmez melankolik Fevzi
sadece bir isim tamlaması değildi..
sahipsiz kaldı ölü
sahipsizdi
Berbat-oğlu sülalesi aşirete eğildi
oysa büyük adammış
Berbat-oğlu çakır gözlü Ali efendi
civciv yumurtadan çıkana kadar evli
__________aldatılmış kadının babası
bilmiyordu tohumu kanayası
namussuzun, hayasızın, arsızın babası
Koreye de gitmişti ama savaş bitince
ve karısının korkusundan köye gelince
zavallı ihtiyar Ali
en berbat
en bedbaht
en zavallı yeğenine
vurduracakmış Haydar’ı
Tee Kıbrıs’tan
Ercan hava alanından döndü diye
çakır gözlü kuzeninin
çakır gözlü küçük kızını sevdi diye...
ve gel zaman git zaman
çakır gözlü küçük kızın ablası kırmanı
______aşksızlıkla geçti ömür harmanı
Allah yazar mı kuluna böyle dermanı
aşk bacayı sarınca
balıklı göle dadanınca karınca
en şerefsiz olan Şaban; koltuğa kurulunca
dağda ölen domuzun kokusu mahalleyi sarınca
ve çoban sürüyü kandırınca
yani çakal kapıya dayanınca
salyalı hırlamaya başlayınca
gör ki işte düşman pusu kurunca
de be Haydar
de aslanım
niye susar içindeki karaca
sürüsü kadar çok
katar katar acılar çoğalınca
de be Haydar;
Tanrı buyurdu
nah silersin it dölü
keleş mermisiyle bu yurdu...
...
5.0
100% (2)