0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
903
Okunma
Silkeledim uyanmadın
Mayışmıştı ikindi
Güneşin bilinmediği yerlerden geldim bugün
Özlemimi avucumda hiç dökmeden getirdim
Gecenin saçlarını taradığı yerde
Nasıl da memleket gibisin
Bin türlü şamata var sükûnetinde
Kıskandım gölgemi hiç yaşlanmıyor diye
Boğazladım bir kuytuda
Saatlerce ağladım
Sılamın enkazıydı bu çırpındığım şehir
Gölgesiz gezer oldum gurbet sokaklarında
Hasreti yudumladık ağırbaşlı bir kasvetle
Yabancı gölgelerin boyunduruğunda
Yakama yapışıyor miskin kelimelerim
Hepsinin rüyasında senin bir başka halin
Ama görmeyeceksin şiirlerimi
Köklerini görmeyen bir ağaç gibi
İçimin duvarları ilkyaza dek kül rengi
Çıplak ayak yürümüşüm betonunda sevdanın
Delinmiş bir yorganda sıcaklık aramışım
Farklı şarkılar olsa da dinlenen
Her aşkın aynıymış nakaratı
Bilmeden yaşamışım
Yüzü sararmış güneş uyandırıyor beni
Besbelli hastalanmış lanetli bir şafakta
Öksürdüğü bulutları pataklamış gökyüzü
Hepsinin gözü mosmor
Dokunsa efkârımın titrek parmaklı eli
Ağlayacak her biri
Bu şehirde iyiyim
Martılar kiraladım
Kuytularında çığlıklar büyütsünler diye yerime
Savuracağım kulak kabartan olduğunda, gökyüzüne
Vakti gelecek, bir gün
Hüzünsüz güleceğim
Kaç paraysa bir gülüş
Cebimden vereceğim
Uyanınca göreceksin
Bu devranın merhameti senin gönlünün kiri
Düşlerini kirleten topal düzene inat
Emeklesin içinde bir bahar temizliği