0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1099
Okunma

Takvimler yaprak yaprak düşerken kucağıma;
Sana doğru yürümek ferahlatır içimi…
Yokluğun koca çınar kök salmış ocağıma;
Kirpiğimde ölümün binbir türlü biçimi…
Seneler ah seneler vermiyor aldığını;
Yastıklarda gezerken gözyaşı devriyesi…
Kim bilsin nerden bilsin babasız kaldığını;
Okunur mezarında bir ömrün hikayesi…
Haykırsam “Baba” diye, duvar kör, duvar sağır;
Tesellisi boş gelir ahbabın, arkadaşın…
Sensizlik yüreğime kurulur ağır ağır;
Duvarlarda asılır hasılı mezar taşın…
Gözlerinden anladım bir ömrün bittiğini;
Oysa “Yavrum” diyerek sarılmıştın daha dün…
Dilinin sustuğunu, canımın gittiğini;
Kabullenmek imkansız kabul etmek ne mümkün…
Ölümün tasvirine hangi kalem dayanır;
Yokluğun tabutunu nasıl taşır kağıtlar…
Bir dağın yanmasına yamaç nasıl inanır;
Bundandır sözlerimde sükut eder ağıtlar…
Ali ALTINLI – 04/01/2012
Saat: 23:27